bugün

23 ağustos 2006 fenerbahçe dinamo kiev maçı

ilk maçın* skoru dikkate alındığında fenerbahçe için gerçekten zor geçecek olan maçtır. 3-1'lik mağlubiyet kesinlikle o kadar da kötü değil denilebilecek bir skor değildir. dinamo kiev kontratak oyununu çok iyi oynayan bir takım olduğunu ilk maçta gösterdi. eh ikinci maçta da fener tur için saldıracağına göre kiev takımına bol bol boş alan bırakıp kontratak şansı da verecektir. şampiyonlar ligi'ne katılma açısından kendi takımımı şanslı görmüyorum aslına bakılırsa ama futbol bu hiç belli olmaz. * kimse fenerbahçe'nin inanılmaz bir futbol oynayıp rakibini darmadağan etmeyeceği garantisini veremez. çünkü bu takımın orta düzey, eh işte gibi ifadelerle nitelendirebileceğimiz bir oyunu olmayacak. ya karşısındakini sürklase edecek, ya da kiev'e ilk maçta kaybettiği gibi kaybedecek. fener zaten kiev'den bir gol yerse* uzatma için 3, tur için 4 taneye ihtiyacı var. yani gol yememesi gerekiyor fenerbahçe'nin. bu takımın; "lugano yetişecek mi, yetişirse oynayacak mı?" gibi sorularla boğuşmasının tek sebebi ise aziz yıldırım'dır. ha lugano yetişir de oynarsa, bir de iyi oynarsa* zico'nun teknik direktörlüğünü hiç tartışmamıza gerek yoktur. çünkü zico fener'i ilk izledikten sonra, "sıkıntı savunmanın göbeğinde, bize bir stoper lazım." diyerek hemen lugano'yu istemiştir.

neticede fener turu geçer geçmez artık bu saatten sonra benim için çok bir şey ifade etmiyor. çünkü gerçekten içimden bir his şampiyonlar ligi'ne kalınsa bile* fener'in yine aynı şekilde, bol gol atıp, bolca da yiyerek elenip geri döneceği şeklinde sinyal veriyor.

ha turu geçmek için ne mi yapmak lazım? savunmanı ne olursa olsun kapalı tutacaksın. anelka ve tuncay'dan vazgeçeceksin, mehmet yozgatlı'yı sahaya süreceksin. semih belki nobre kadar gol vuruşlarında şanslı bir oyuncu değil. ama top hakimiyeti bakımından nobre'yi katlıyor, alex ile verkaçlara giriyor, pozisyon hazırlıyor, pozisyona giriyor. bu yüzden semih konusunda ısrarlı olunması gerektiğini düşünüyorum ben. mehmet yozgatlı ise çok farklı bir hikaye. bu adam belki de türkiye'nin en iyi hücum yapan kanat oyuncusu. bu kadar rahat adam eksiltebilen, bu kadar düzgün ortalar açan bir adam başka hangi takımda var. keza uğur boral da aynı şekilde. çok rahat adam geçiyor, çok süratli ve hep kaleye gitmeyi düşünüyor. belki tümer yedek oturtulup, oyunun gidişatına göre oyuna alınmalı ve iki tane ofansif kanat oyuncusuyla** başlanmalı oyuna. şayet lugano oynayacaksa, yanında oynayacak kişi can arat olmalı. çünkü can ilk maçta rezil olan savunmanın en iyisi olarak göze çarptı. yani önder'i sağa çekip, ortaya can ve lugano, sola da malesef ümit özat. ümit için ayrı bir parantez. ümit geri dönüşlerde geç kalmasının dışında hiçbir kötü yanı olmayan oyuncu. ancak kiev kadar hızlı bir takıma karşı siz büyük boşluklar bırakmayı göze alamazsınız, alırsanız fark yersiniz. orta alanda da appiah ve aurelio savunma yönleriyle çift ön libero gibi durup atağa da çıkabilecek şekilde oynamalı. atağa çıkmalarını sağlayacak iki isim de mehmet ve uğur. gerektiğinde içeri gömülüp, gerektiğinde kanatlara iyice açılıp çabuk top taşıyabilen oyuncular varsa einizde, değerlendirmemek eşekliktir. merkezde alex ve ilerde semih benim kafamdaki ilk 11.

vallahi güzel senaryo oldu takım kurma faslı. gerçi zico benim dediğimi okuyup ona göre kurmaz takımı ya her neyse. her şeye rağmen başarılar fenerbahçe!

not: bir de kanal d yönetimine yalvarıyorum. ilker yasin, emre tilev veya gökhan telkenar'ı maçı anlatırken duymak istemiyorum. ertem şener'e bile razıyım, yeter ki başkası anlatsın şu maçı!!!!