ölümden sonrası yoksa neden yaşıyoruz sorunsalı

Ecevit rahmetlinin bir lafı var: "varsayımlar üzerine konuşmam" diye. bu böyle bir başlık olmuş. yada yok, hayır, inkarcıların inkar kılıfına felsefik alt yapı malzemesi. yani şöyle ki: hani ölcez madem yaşayalım o halde, veya ölümden sonrası hayatı yok sayarak mevcut dünya hayatına kendince bir anlam yükleme gayreti. fakat bir yandan da insandaki mevcut bulunan o engellenemeyen ölümsüzlük arzusunu nasıl tatmin edebiliriz isteği. edemezsin. öyle bir dünya yok. madem ahireti inkar ediyorsun bu ceremeyi çekeceksin. kendine eziyet ederek yaşamaya alışacaksın. hüsran hayal kırıklığı endişe kaygı korku özlem pişmanlık yoksunluk yalnızlık bütün bunları yaşayacaksın. huzurun kalmayacak. bunu sen seçtin. bunu sen istedin. ruhu aklı ile kalbi arasına sıkışmış insan, nefsine uyup inkarcıların peşinden gidersen o sahip olduğun Dünya nimetlerini de ağız tadıyla yiyemeyeceksin. yahut yesen bile düşündükçe aklına geldikçe boğazında kalacak, huzurun kaçacak zehir olacak herşey sana yabancı gelecek bir manevi tad ve lezzet alamayacaksın yaşadığın bu dünya hayatından içten içe nefret edeceksin. sonra da işte böyle lan madem ölümden sonrası yok ne demeye yaşıyoruz kafasıyla bunalıma gireceksin. bu işin sonu bu. çünkü ne kalbin ne ruhun ve aslında nede nefsin yakanı bırakmayacak. hergün sorgulayacaksın kendini hayatı insanları. yok, ama bir türlü çıkış yolu bulamayacaksın. çünkü bütün yollar Allah'a çıkar. dön dolaş istediğin kadar kaç eninde sonunda yakalanıp huzuruna çıkacaksın bunu ikimizde adımız gibi biliyoruz. kendini kandırmak alemi yok bu hayatta. yüzleşmeden kaçanlar hesaplaşmada perişan olurlar. sen bilirsin ey insanoğlu. kendi düşen ağlamaz..kendine acımayana kimse acımaz..

mayeryalistlerin bu düşünce sistemi bu günün meselesi değil. bu inkarcılık taa Hz ademe (a.s.) kadar gider. çok eskidir bu felsefe. yeni değildir. kuranı Kerim'de buna işaretle casiye süresi 24. ayette şöyle bir ikaz vardır ve cenabı Hakk derki;

(Kâfirler: Bütün olup biten) “Bu dünya hayatımızdan başkası değildir, (kimimiz) ölür (gideriz) ve (kimimiz doğup) hayat süreriz; bizi ‘kesintisi olmayan zaman’ (dehrin akışın)dan başkası yıkıma (helake) uğratıp bitirmez” demektedirler. Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur; (onlar) sadece (asılsız) zan ve tahminlerin (peşinden sürüklenmektedirler)..

yani bu faraziye inkarcıların kendi kendini aldatmasından başka birşey değildir. buna dair ellerinde hiçbir kanıt yoktur. düşünmezler ki bu dünyaya nerden geldiler? hiçlikten ve yokluktan. madem yoktan geldiler Allah yine yoktan var eder. mevcudiyetleri kendi kendilerine olmadığına göre..