bugün

kolpadan aşk hikayeleriyle hayatın farka gitmesi

çok kıroca çok arabesk bi girizgâh olacak- ama skimde değil zaten dibe vurmuşum- kemerlerinizi bağlayın;

1-0 önde başlayan hayatın, daha yarı sahanızdan çıkmanıza fırsat vermeden-ki sahanızdan çıktığınız anda ofsayt bayrağını kaldırır yan hakem ya da topun tamamı çizgiyi geçmedi der- , sürekli gelişen atakları ve sürprizleri sonucunda farkı açmasından ortaya çıkan durumdur...

velhasıl kelam boktan bir şeydir...

şimdi oturup hayat hikayemi anlatmayacağım zira size ne amk ne yaşadığımdan! koskoca 20küsur sene * yaz yaz biter mi? koyan şey; bi boka değmeyen hikayeler yüzünden farkın açılması...

şimdi hafız, el yüz düzgün hafiften, faça yerinde sayılır yani. yok ben kızların yalancısıyım, kimine göre yakışıklı, kimine göre yakışıklı değil ama karizmatik/sempatik kimine göre de orospu çocuğunun/piçin önde gideni... eh bizimkiler de yememiş yedirmiş, giymemiş giydirmiş... el bebek gül bebek büyütmüşler evin en küçüğü olarak... şımarıklık, ukalalık diz boyu... boyum da uzun düşün artık ne kadar olduğunu... dışarıdan bakınca dört dörtlük (bu ikilemenin/deyimin nereden türediğini de bilmem, uyuz olurum o ayrı) gözüküyor her şey!

yok anam yok, kazın ayağı mı ne derler ya hiç de öyle değil! (allah ım deyim patlaması yaşıyorum, sana geliyorum yarabbim) şimdi her istediğini elde etmişsin, her istediğin olmuş ya! atraksiyon arıyorsun hayatında! ekstrem bir şeyler olsun... aşk olsun! biri olsun da; roma'yı yakayım uğruna, istanbul'u fethedeyim bursa'nın amına koyayım diyorsun (ki bursanın amına koyma işi hatunla tanışma evresinden sonra gelir, bursa her zaman sizin için özdilek havlulardan ibarettir o âna kadar). biri olsun da; izlediğim kadir inanır filmlerini pratiğe dökebileyim. biri olsun da, girdiği girdaptan kurtarayım! şimdiye kadar yaşadığım her şeyden farklı olsun; ben bir şeyler yapayım onun için!
aha işte karşında; gözleri sisli bakıyor... bir şeyler var gözlerinin arkasında söylemiyor! gözlerindeki dehlizlere girmeliyim! ulan çok da güzel, bakmaya kıyamıyor insan! allah'ım ne olur sussun, bu kadar mı güzel konuşur bi insan... bu kadar mı lanet ettirir bugüne kadar 'senin sesin çok iyi çıkıyor mikrofondan' diyenlere... bu kadar mı bir güzellik küfrettirir insana her aynaya baktığında...

benim olmalısın...
senin olmalıyım...

sen 'özledim' de; vizeme, finalime girmeyeyim...
sen 'özledim' de; cebimde beş kuruş para kalmamışken, otostopla şehrine geleyim...
sen 'özledim' de; saatlerce telefonda konuşayım, türkcell'le kopayım hayattan...

dersin... o da hep 'özledim' der... finalinmiş, vizenmiş, paran kalmış kalmamış aldırış etmeden! dert etmezsin. ne demiştik? kadir inanır kuralları var! sevgili şımartılır!

hayat ataklara başladı işte, amk gerizekalısı lucescu yapsana biraz! yat ulan üstüne beraberliğin ki ailenden dolayı zaten eşitlemişsin durumu! ama yeni gelin gibi atlarsın! okul uzar... bir ya da daha fazla sene, kestiremezsin...

türkcell, babasının hayrına çalışmıyor(muş) bunu öğrenirsin cebindeki son kuruşa kadar faturaya verdiğinde...

ve ailenin de güveninin, sabrının bir yere kadar olduğunu görürsün; kredi kartı ekstresi babanın bir aylık maaşından fazla gelince... aslında onlar için önemli olan; parayı nereye harcadığındır, yoksa harcadığında gözleri yok... ele avuca gelen bir şey olmayınca sinirleniyorlar işte...

inadım inat götüm iki kanat... ölmek var dönmek yok! tabi senin tarafında durum böyle! annem de demişti aslında, oğlum el kızına güvenme, yarı yolda bırakır, bakakalırsın öylece diye... dinlememişiz... anneyi de kırmışız...

sıkıntılıdır ama güzeldir! ama bir gün biter... bitirir...
işte oyun o zaman başlar!
ingilizler gibi; acımıyorlar arkadaş! çelsi galatasaraya, livırpul beşiktaşa, mençıstır da fenere acımamıştı... el kızı da böyle amk! acımıyor!

tom ve jerry başlıyor bu saatten sonra! oynuyor seninle!
- seni özledim, barışmak istiyorum!
+ tamam...
- ama yok ya, canım istemiyor...
+ peki
- kusura bakma senle de oynuyorum böyle tabakta kalan son makarna tanesi gibi...
***********
- seni özledim, barışmak istiyorum... affettiricem kendimi!
+ peki...

+ neden geç açıyosun telefonu?
- ya duymamışım...
+ evde telefonun sesini duymuyorsun, o da güzel! keşke inansam evde olduğuna, nerdesin?
- sen de iyice varoş olmuşsun... hesap mı soruyosun!
****************
böyle gider seni özledimler...

tabakta kalan son makarna tanesi de olursun, varoş delikanlısı da (buraya hiçbi zaman ben de anlam veremedim, lan hesap sormak ne zamandan beri varoşlara ait bi özellik oldu?)

gurur da gitti... dibe vurursun...

5 maçayı görünce ihaleye giriyorsun! bu el çıkarım diye! lan gerizekalı, karşıdakinin elinde var mı yok mu düşünsene biraz! biraz baksan, göreceksin karşındakinin elinde başka bi el olduğunu...

son kez; yeminlerle gelir... bu sefer inanmazsın... inanmak istemezsin... şeytan dürter 'allah bir'' diyor der...
mecburen inanırsın... biraz düzgün gider bu sefer...
taa ki aradığında başka bi erkek telefonunu açıncaya kadar... sonradan aklına gelir onun allah'ının olmadığı...

skorborda bakmaya utanırsın...