bugün

sadaka isteyen dilenciyi dovmek

dünyadaki en büyük pişmanlıklardan birine sebebiyet verebilir. hele ki çocuksa, dilenci sıfatı konan ve belki de ne yaptığını yıllar sonra farkedecek olan bir çocuksa azarladığınız vicdanınızın savaşı ile ve içten gelen o "iç ses" ile sürekli muhatap olmak zorunda kalabilirsiniz.

geçen yıl yaptım bunu. telefonda rutin kavgamı yaparken sevgilimle yanıma yaz gecesinin serinliğinde gelen ancak 6 yaşındaki çocuğu azarladım. daha o saniyede başıma kaynar sular döküldü ve ilk defa telefonu sevgilimin yüzüne kapattım. tuttum elinden çocuğun yakındaki migrosa götürdüm, ne istiyorsan al dedim. almadı hiçbir şey. zorladım kendisini ve yaşıtlarının çok da tükettiği onun ise daha önce tüketip tüketmediğini bilemeyeceğim bir iki abur cubur aldım kendisine. içimde hala geçmeyen bir ağrı ile eğildim ve özür diledim kendisinden, beni affetmesini diledim. affetti mi bilemiyorum. ben hayatıma o hayatına döndü. ikimiz de doğruları ve yanlışları ayıramayacağımız bir hayata döndük. o günden sonra o yine dilendi ben yine kavga ettim ve belki de yine azarladım dilencileri. ama hiç unutmadım o küçük çocuğu.

dilencileri azarlamayınız! hz. muhammed.