1927 yılında türk kimliği verilen 200 bin yahudi

prof. dr. mikail bayram gibi bir tarihçi bile cumhuriyeti kuran kadronun kapaniler ile karaim yahudileri arasından teşekkül ettiğini söyler, tabii fazla da detay veremiyor haliyle. buradaki kemalist eğitimle beyinleri 7 yaşından itibaren okullarda iğdiş edilmiş meczuplar da kalkmış diyor ki "atamız onları bilim ilim irfan gelişsin diye bla bla bla..."

hee ilim irfan gelişsin diye kurduğunuz eğitim sisteminin 2023 yılı itibariyle bana ortaya koyduğu bilimsel bir çalışmayı, sivrilmiş bir bilimadamını söyleyin deyince de "ama islam yüzünden bilim gelişmedi bla bla bla..." ulan salak! koskoca eğitim sistemini tekelinize almışsınız zaten. kar kış yağmur fırtına demeden 7 yaşından itibaren heykel önünde andımız okumakla bilimin ne ilgisi var diye düşünmüyor da, ucu azıcık putlara dokununca hemen "müslümanlar yüzünden geri kaldık" diyor.

söylenecek yazılacak çok şey var. bunların belgeleri de mevcut ama ne var ki kurucu lideri kanunla korunan, yeryüzünde eşi görülmemiş bir taassubî düzenin içinde yaşıyoruz. bu arada baştan belirteyim: kadir mısıroğlu ağzıyla konuşmuyorum, hiç de sevmezdim. 5 doğru laf konuşuyorsa 5 tane de boş laf konuşan bir adamdı. her şeyden evvel nazım kıbrısî gibi bir sahtekarın müridiydi. buna ilaveten akpli de değilim. hiçbir zaman da ne akp'ye ne de recep tayyip erdoğan'a oy vermedim.

neyse konumuza dönelim. türkiye'yi yöneten güç kripto zümredir. sanat camiasından tutun medyaya, spordan tutun da siyasete kadar, gördüğünüz tanıdığınız çoğu isim ya masondur, ya kripto ermenidir ya da sabetayisttir. elinize bir kağıt kalem alın, yazın aklınıza gelen isimleri. sonra gözünüzü kapatıp parmağınızla rastgele bir isim seçin listeden ve gerçek hayatını araştırın. haa yahudi olmak, ermeni olmak suç mu elbette değil. benim kastettiğim bu değil. mesele şu: seni yöneten ya da piyasanı, ekonomini, eğitimini, politikanı, dününü, bugününü ve istikbalini yönetip yönlendiren insanların aslında ahmet ali ayşe fatma olmadıkları. bizden olmadıkları ve asla bu milletin yararını düşünmedikleri...

hiç sormuyor musunuz kendinize; işçisini asgari ücretle 10 saat çalıştıran holding patronları, deprem bağışını adı altında milyar tl'leri nasıl bir çırpıda verebiliyor diye? çarpık olan sistem mi, yoksa sistemi çarpıklaştıran insanlar mı?