bugün

gecenin şiiri

can yücel'in türkçe söylediği hamlet tiradı (ya da ondan arta kalanlar):

"Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?
Acep hangisi, nefsine destur deyip karayazının
Oklarını, güllelerini sineye çekmek mi, yoksa
Bu belâ deryasına karşı isyan etmek mi
Yaraşır insan olana? Öldün diyelim, uyudun,
Herşey de bitti ve uyuyarak bir kalemde son verdin
Tekmil kalp-ağrılarına ve o ten kafesimize musallat
Binbir kahra, binbir acıya, kim istemez ki bu akıbeti
Hem de cân-ı gönülden? Öldün diyelim, uyudun,
Uyudun iy’ ama, ya rüya görürsen. işte işin püf yanı!
Bu ölümlü dağdağadan yakayı sıyırdıktan sonra,
O ölüm uykusunda kimbilir ne olmadık düşler
Göreceksin, bir düşün! işte bu kaygıdır zâten
Ömrü onca uzun bir felâket haline getiren!
Yoksa hangimiz dayanırdı zamanın sillesine, şamarına
Zalimin zulmüne, zorbanın zartasına, zurtasına,
Karşılıksız aşkın azabına, hukukun gugukluğuna,
Hangimiz dayanırdı başımızdakilerin başımıza çıkmasına.
Bakar mıydık yüzsüzün yüzüne hiç, paslı bir hançerle
Selâmete çıkmak dururken? Hangimiz eyvallah derdi
Bu çekitaşı hayatın yükü altında inleyip sıklamaya,
Kara topraklarından tek bir yolcunun bile dönmediği
O ölüm denen meçhul ülkeye göçtükten sonra,
Başımıza ne gelir korkusu elimizi, kolumuzu bağlamasaydı
Ve karşımıza ne karabasanlar çıkar bilmediğimiz için
Bildiğimiz çilelere katlanmaya razı gelmeyeydik?
Hep o vicdan bizleri böyle ötlekleştiren,
Hep o yüzden kararımızın gözalıcı rengi üstüne
Soluk benizli ikirciğin maraz gölgesi düşüyor,
Hep o yüzden şaha kalkmış nice atılım
Yolun, izin şaşıyor, tökezlenip duruyor,
Yola çıktığına bin pişman… "