bugün

büşra öğretmen onurumuzdur

onurumuz değildir. büşra öğretmen dediğiniz meslektaşım, ayan beyan saçmalamış. ha yok eğer saçmalamadığını iddia ediyor ise o zaman kendisini abd'ye gönderelim, orada da ingilizce konuşulmasından şikayet ediyor mu bir bakalım. ben bu konudaki öngörümü paylaşayım, büşra öğretmen abd'de ingilizce konuşulmasından rahatsız olmayacak, hatta bir de üstüne o dili öğrenmek için kurslara para akıtacak. ya da kadim kızılderili kültüründen, zencilerden rahatsız olmayacak. gezecek, görecek bir youtube kanalı açıp ballandıra ballandıra anlatacak çok ekstrem bir durummuş gibi.

dil, bir iletişim aracıdır, bir kültürdür, bir varoluş işaretidir. kürtler vardır, çerkesler vardır, gürcüler, zazalar, ermeniler, türkler... hepsi bu coğrafyada yüzyıllardır varlık gösteren birbiriyle kardeşçe yaşayabilen halklardır. bu topraklar bu insanların ortak eseri. burada bir kitap alıntısı paylaşmak istiyorum;

"...kültürler arası mesafenin bu yüzyılda kapatılmaktan ziyade açılması, çıkarların ve faaliyetlerin oluşumunda kimliğin oynadığı rolü ön plana çıkarmaktadır.(...) yeni stratejik tutum, ekonomik ve sosyal yapıların tahrip edilerek sahanın ve stratejik kaynakların güçlenen diğer ülkelere kapatılmasını, sınırlı askeri güç ve "sosyal güçlerin" "kültürel silahlar" ile terörize edilerek devreye sokulmasını içermektedir."

kitap: jeopolitik şekillendirme ve türk-rus ilişkileri / Oğuzhan Ergün-Vefa Kurban

bu tarz davranışlar sergilemek, bu ülkeyi kültürel silahlar aracılığıyla terörize etmek isteyenlerin ekmeğine bal kaymak sürmekten başka hiçbir işe yaramaz. büşra öğretmene tavsiyem, işe yaşadığı coğrafyayı kabul etmekten, memleketini sevmekten, insanları sevmekten, "küreselleşme" ve "dünya barışı" kılıfı altında gizlenen "yok etme" sürecini görmekten başlaması. diyeceklerim bu kadar.
güncel Önemli Başlıklar