bugün

yasin suresi 39 ayet

Kuranın ve hayatın birbiri ile benzer öyle bir özelliği var ki sizi ne olursa olsun kendi seçiminiz yapmanız noktasına getiriyor.

Mesela dua ederiz, Allahım istediğim bölümü kazanayım, isyediğim işe girebileyim, istediğim kişi ile evlenebileyim diye. Sonra aradan zaman geçer ettiğimiz duayı bile unuturuz fakat bir bakarız ki duamız aynen gerçekleşmiş. Fakat dua eder etmez değil de aradan biraz zaman geçtikten sonra.

işte burada önümüze 2 seçenek çıkar ve seçmek bize düşer:

1-Allah duamı kabul etti deyip ona şükredip minnet duymak

2-zaten ders çalıştım, zaten işim için gereken vasıflara sahiptim, zaten yakışıklıyım o yüzden beni seçti.

işte yukarıda paylaşılan ayette ve daha sayısız ayette de bu durum buna benzer

Söz konusu ayette ve daha sayısız ayette kabak gibi dikkat çeken farklı ifadeler var. Cümle aralarına serpiştirilmiş, kuranın bildirildiği dönemin teknolojisiyle asla bilinemeyecek ilginç ifadeler.

Örneğin,
vakıa 75-76: yıldızların yerlerine and olsun. bilesiniz ki bu çok büyük bir yemindir.

Yıldızlar,
hiç gerek yokken bir de yıldızların yerleri,
ve ardına da bunu bilin ki bu çok büyük bir yemin...

karadeliğin ne olduğunu bilen birisi, yıldızlar hakkında bilgi sahibi olan birisi bu ayeti görür görmez şaşırmadan edemez.

Yada başka bir ayette Allahın aydan bahsederken kullandığı kelimelerin, hurma dalı benzetmesinin, ayın gökyüzünde yıl içinde izlediği yola olan tesadüf ötesi benzerliğini gören bir astronom karşılaştığı sıradışılığı anında farkeder.

Ve karşısına 2 seçenek çıkar:

1- bu ifadeler ve daha sayısızca ifade m.s. 600lü yıllarda yaşamış bir insanın uydurması olamaz. Çünkü bu ifadeleri kullanan biri zaman makinesi ile günümüze gelip farklı farklı branşlardan oluşan bilim dallarını yalayıp yutup geri dönüp kuranı yazmalıydı çünkü bilim, teknik ve teknoloji şundan daha 100 yıl öncesine kadar emekleme evresindeydi, Einstein rölativiteyi hesaplamasa daha düne kadar fiziği bile yanlış biliyorduk.(oysa kuranda zamanın izafiliğini bile görebilirsiniz). Ve kuran bir bilim kitabı değilken bu böyle.

2- cümle öyle denk gelmiş, her şeyden böyle sonuçlar çıkarılabilir vb...

iman işte budur tam olarak.

Zaten inanmayacak kişi gökten melek inse ip var diyecek, inanan ise bir kedinin güzelliğinde bile Allahı görecek.

Fakat daha fazla bilen adam daha fazla sorumluluk altına giriyor. Burada yok öyle şey diyen adamlar biliyorlar ve sorumluluktan kaçamayacaklar.

Birileri bi tarafını yırtarak diyor ki, kuran Allah katından, buna dair türlü türlü delillerin yanında böyle deliller de var. Tarafsız olarak incelemek zorundasın.

Yarın Allaha hesap verirken Allahım ben bu kitabın senin katından olduğuna emin olamadım diyemeyecekler...