sıkı bir rpg oyuncusuyum. beni call of duty, minecraft, gta başında sabahlarken göremezsiniz. fakat fallout dünyasında rastladığım karakterin birkaç bölüm sonra nerede karşıma çıkacağı üzerine saatlerce düşünebilirim.
ingilizce lireratürde lore olarak geçen mefhum hissettiğim gerçekliği de yeniden tanımlıyor.
peki, tüm bunlar beni paranoyak, hayalperest bir meczup mu yaptı?
tabii ki, hayır.
bilakis bizi dış dünyada bekleyen ve manevi duygularımı istismar edebilecek toplumsal yapılara karşı da bağışıklık kazandım.
çünkü bir hikayenin gerçekleştiğine tanık olmakla hiç değişmeden varlığını sürdüren sıradan maddi gerçeklik arasındaki farkı çok iyi biliyorum.