bugün

istanbul sözleşmesi ülkeyi enkaza çevirdi

https://m.yeniakit.com.tr...kaza-cevirdi-1355962.html
görsel

Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan istanbul Sözleşmesi’ni hiçbir maddesine çekince koymadan tüm hatlarıyla uygulayan 10 ülkeden biri olan Türkiye’de, sözleşmeye imza konulan yıldan bu yana ailevi bütün istatistikler vahim seviyelere ulaştı.

2011’de imzaya açılan istanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacıları arasında yer alan Türkiye’de son 9 yılda kadın cinayetleri arttı, boşanma oranları fırladı, evlilikler azaldı, doğum sayısı düştü, annelik yaşı uzadı. Sözleşme dolayısıyla kadının tek bir beyanıyla aylarca evinden uzaklaştırılan babaların sayısı milyonlara ulaştı.

Lafa değil rakama bakın

CHP, HDP ve avaneleri, Mor Çete’nin başını çektiği feminist oluşumlar, Koç ve Sabancı gibi emperyalist uzantılarının “yaşatır” diyerek savunduğu istanbul Sözleşmesi’nin kanlı faturasını gözler önüne seriyoruz. 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaya açılan istanbul Sözleşmesi’ni imzalayan ve onaylayan ilk ülke olan Türkiye’de, 2012’de çıkarılan 6284 Sayılı Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’la birlikte aileye ilişkin bütün rakamlar ciddi tehlikeye işaret ediyor. Türkiye’de 9 yılda 2 bin 695 kadın şiddet sonucu öldü. TÜiK istatistiklerine göre istanbul Sözleşmesi’nden sonra ülkemizde 1 milyon 64 bin 443 çift boşandı. istanbul Sözleşmesi’nin iç hukuka uyarlanması sonucu çıkarılan 6284 sayılı kanun kapsamında kadının tek bir beyanıyla son 5 yılda 2 milyon 68 bin 51 baba evinden uzaklaştırıldı.

Cinayet ve boşanmalar arttı

2011’de 121 kadın cinayeti vakası rapor edilirken, sözleşmenin imzalanması ve 6284 sayılı yasanın çıkarılması sonrasında 2012’de 210, 2013’te 237, 2014’te 294, 2015’te 303, 2016’da 328, 2017’de 409, 2018’de 440, 2019’da 474 kadının cinayet sonucu öldürüldüğü rapor edildi.

Ailelerin problem yumağına döndüğü istanbul Sözleşmesi sürecinin boşanma istatistikleri şöyle: 2012: 123 bin 325, 2013: 125 bin 305, 2014: 131 bin 913, 2015: 131 bin 830, 2016: 126 bin 164, 2017: 128 bin 411, 2018: 142 bin 448, 2019: 155 bin 47.

Şiddet olsun veya olmasın kadının beyanı ile hakkında 1 aydan 6 aya kadar uzaklaştırma tedbiri uygulanan evli erkeklerin sayısı şöyle: 2015: 269 bin 159, 2016: 318 bin 363, 2017: 410 bin 934, 2018: 516 bin 132, 2019: 553 bin 463.

Evlenen azaldı, doğum çakıldı

Gençlerin evlilikten uzaklaştığı istanbul Sözleşmesi döneminde; 2011 yılında 592 bin 775 çift evlenirken, 2019’da evlenenlerin sayısı % 8 azalışla 541 bin 424’e geriledi. Bin nüfus başına düşen evlenme oranı 2011’de 7,97 iken, 2019’da 6,56’ya düştü. Boşanma hızı 2011’de binde 1,62 idi, 2019 senesinde yıkılan yuvaların oranı 1,88’e ulaştı.

istanbul Sözleşmesi döneminde ailelerin yıkıma sürüklenmesi, Türkiye’nin nüfusunu da tehlikeye soktu. Sözleşmenin imzalandığı 2011’de Türkiye’de doğum yapan anne sayısı 1 milyon 252 bin 812 iken, 2019’da anne sayısı 1 milyon 183 bin 652’ye geriledi. 2011 yılında doğum yapan annelerin ortalama yaşı 27,3 iken, 2019 yılında 28,9’a kadar tırmandı. Bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2011’de 2 iken, 2019 yılında doğurganlık hızı 1,88’e düştü. 2011 senesinde bin nüfus başına 16,7 doğum düşerken, 2019’da 14,3 doğum düştü.

Feminaziler ihya oldu

Yuva yıkan kanunları destekleyen Mor Çatı gibi feminist STK’lar, istanbul Sözleşmesi döneminde adeta ihya oldu. istanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı süreçte 2012’de bağış geliri 516 bin 330 TL olan Mor Çatı Vakfı, sadece 3 yılda bu rakamı iki kat artırdı. 2015 yılında Mor Çatı’nın kasasına 1 milyon 15 TL para aktı.istanbul Sözleşmesi’nden önce “proje geliri” sadece 220 bin TL olan Mor Çatı’nın 2015’de proje gelirleri adıyla 452 bin TL’yi bünyesine kattığı belirlendi.

işte yuva yıkan maddeler

Tek taraflı şikayet yetiyor, kumandayı vermemek şiddet sayılıyor!

1- istanbul Sözleşmesi/6284 Sayılı Kanun kapsamında; kadının en küçük şikayetinde bile babalar evlerinden en az 1, en fazla 6 ay uzaklaştırılıyor.

2- Şikayetlerde şiddetin meydana geldiğine dair belge veya rapor aranmıyor. Şikayetçi kadının beyanı esas/delil kabul ediliyor.

3- Eşler arasında yaşanan tartışmada kadın şikayetçi olmasa dahi komşularının polise ihbarda bulunması sonucu da baba; evinden 6 ay uzaklaştırılıyor. Kadın “uzaklaştırılmasını istemiyorum” dese de Kamu Davası gereği uzaklaştırma devam ediyor.

4- Yarım seneyi bulan uzaklaştırma kararları ile yuvadaki sıcaklık bozuluyor, küçük çaplı problemler dahi ‘uzaklaştırma’ sonrasında sonu boşanmaya varıyor. Boşanmalar bu nedenle tırmanıyor.

5- “Şiddet” kavramının kapsamı oldukça geniş. “Fiziksel şiddet”in yanı sıra “psikolojik şiddet”, “cinsel şiddet” ve “ekonomik şiddet” gibi tuhaf kavramlar şiddet unsuru olarak gösteriliyor. Bir aile bireyinin eşine TV kumandasını vermemesi ‘psikolojik şiddet’, erkeğin hanımının istediği herhangi bir şeye ‘almama’ yönünde fikir beyan etmesi “ekonomik şiddet” sayılarak 1 ila 6 ay evinden uzaklaştırma kararı veriliyor.

6- Evinden atılan erkeklerin barınma ihtiyacı karşılanmıyor, yuvasından koparılan babaya psikolojik destek sağlanmıyor. Bu da cinnet vakalarını artırıyor.

7- Eğer erkeğin anne-baba evi ve iş yeri, uzaklaştırma kararı bulunan eşinin yaşadığı eve 50 metre yakında ise annesinin evine ve iş yerine de gidemiyor. Gitmesi durumunda hakkında tedbir hapsi uygulanıyor. Erkek adeta cinnete sürükleniyor ve eşine daha sert karşılık verme psikolojisine sokuluyor.

8- Delilsiz-kanıtsız evinden uzaklaştırılan erkekler, anlaşmak için eşiyle bir araya getirilemiyor. Her ihtilafla ilgili sorun çözmenin ilk unsuru “uzlaşma görüşmesi” olmasına rağmen, aralarında problem olan eşlerin anlaşabilmesi için bir araya getirilmesi suç sayılıyor. Çiftleri uzlaştırmak isteyenler hakkında cezai işlem uygulanıyor, onlara da uzaklaştırma kararı veriliyor.
güncel Önemli Başlıklar