bugün
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- sivasspor'a verilen penaltı26
- ali erbaş9
- anın görüntüsü18
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü22
- patiswiss17
- akp seçmeni12
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bülent uygun13
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- ismail kartal8
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- icardi190511
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- yazarların en rum özelliği11
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington17
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
- afrika ülkeleri ve türkiyedeki enflasyon oranları29
- abberline tarzı saçma sapan başlıklar açmak8
- icardinin bir haftada 600 üzeri entry girmesi8
- ekşi sözlük11
- türk kızlarının beğendiği erkek tipi16
virüsün sosyal ve politik olarak ele alındığını farketmeyenlere iyi bir işaret olmuştur.
virüs insanlarda hastalığa yol açan, laftan, politikadan, duadan falan anlamayan, kendine has biyolojik kuralları olan bir varlık. demek ki bu konuda bir bilgi gelecekse, bunun kaynağı da bu işin uzmanları olacak; yani doktorlar, virologlar, toplum sağlıkçılar gibi kimseler. bunlara bir itirazı olan buradan sonrasını zaten okumasın.
şimdi hal böyleyken, aklı ve vicdanı olanlar kendilerine sadece şu soruyu sorsun:
bu virüsün idaresi, ve dolayısıyla bu virüse maruz kalan insanların hayatları tamamen bilim insanlarının eline bırakıldı mı, bırakılmadı mı?
cevap malum: hayır. denecektir ki, "tamam biyoloji, sağlık, virüs vs. hepsi iyi de, bu işlerin bir de ekonomik boyutu var, sosyal boyutu var..." tamam da, virüs aynı virüs, bunun bilimi aynı bilim, insan metabolizması aynı insan metabolizması, o zaman ne halt yemeye ülke sayısı kadar farklı uygulama dönüyor ortalıkta? neden sadece doktor ve bilim insanlarının idare etmesi gereken bir mücadeleye eline tuz alan herkes koşturuyor? neden medya ve politikacılar "doktorları dinleyelim ve söylediklerini yapalım" demek yerine bu salgını kendi kavgalarına bir malzeme olarak değerlendiriyorlar? bunun izahını kim verecek?
işte bu aymazlıklar nedeni ile insanların olan bitenlerden şüphelenmesi normal, ve zaten daha önce kandırıldıkları, işkenceye ve eziyete maruz kaldıkları devlet otoritelerine güvenmemeleri de gayet anlaşılır hale geliyor. bu virüs ve yol açtığı ortam yüzünden sıradan insanın bilime olan güveni beşyüz yıl geriye gitti, bildiğin 'ortaçağ zihniyeti'ne geri döndük, onlar gibi düşünmeye başladık. bu kaybın bir affı yoktur.
bu kuytul denen arkadaş kendi yaşadıklarından da yola çıkarak devletin dinlerine savaş açtığını ve virüsü bir bahane olarak kullandığını düşünüyor. bir kafir olarak bu olan bitenlerin benim işime gelmesi lazım; gel gör ki bir insan olarak bu insanın kaygılarını ve güvensizliğini de anlamaya çalışıyorum. eğer karşımızda virüsü ciddiye almayan bir grup insan varsa, bunun nedeni virüsü ciddiye almayan, yani bilimi bir kenara itip bu konuda herşeyi söyleme hakkını kendinde gören devlettir.
bir taraf diğerinden daha bilimsel değil yani...
virüs insanlarda hastalığa yol açan, laftan, politikadan, duadan falan anlamayan, kendine has biyolojik kuralları olan bir varlık. demek ki bu konuda bir bilgi gelecekse, bunun kaynağı da bu işin uzmanları olacak; yani doktorlar, virologlar, toplum sağlıkçılar gibi kimseler. bunlara bir itirazı olan buradan sonrasını zaten okumasın.
şimdi hal böyleyken, aklı ve vicdanı olanlar kendilerine sadece şu soruyu sorsun:
bu virüsün idaresi, ve dolayısıyla bu virüse maruz kalan insanların hayatları tamamen bilim insanlarının eline bırakıldı mı, bırakılmadı mı?
cevap malum: hayır. denecektir ki, "tamam biyoloji, sağlık, virüs vs. hepsi iyi de, bu işlerin bir de ekonomik boyutu var, sosyal boyutu var..." tamam da, virüs aynı virüs, bunun bilimi aynı bilim, insan metabolizması aynı insan metabolizması, o zaman ne halt yemeye ülke sayısı kadar farklı uygulama dönüyor ortalıkta? neden sadece doktor ve bilim insanlarının idare etmesi gereken bir mücadeleye eline tuz alan herkes koşturuyor? neden medya ve politikacılar "doktorları dinleyelim ve söylediklerini yapalım" demek yerine bu salgını kendi kavgalarına bir malzeme olarak değerlendiriyorlar? bunun izahını kim verecek?
işte bu aymazlıklar nedeni ile insanların olan bitenlerden şüphelenmesi normal, ve zaten daha önce kandırıldıkları, işkenceye ve eziyete maruz kaldıkları devlet otoritelerine güvenmemeleri de gayet anlaşılır hale geliyor. bu virüs ve yol açtığı ortam yüzünden sıradan insanın bilime olan güveni beşyüz yıl geriye gitti, bildiğin 'ortaçağ zihniyeti'ne geri döndük, onlar gibi düşünmeye başladık. bu kaybın bir affı yoktur.
bu kuytul denen arkadaş kendi yaşadıklarından da yola çıkarak devletin dinlerine savaş açtığını ve virüsü bir bahane olarak kullandığını düşünüyor. bir kafir olarak bu olan bitenlerin benim işime gelmesi lazım; gel gör ki bir insan olarak bu insanın kaygılarını ve güvensizliğini de anlamaya çalışıyorum. eğer karşımızda virüsü ciddiye almayan bir grup insan varsa, bunun nedeni virüsü ciddiye almayan, yani bilimi bir kenara itip bu konuda herşeyi söyleme hakkını kendinde gören devlettir.
bir taraf diğerinden daha bilimsel değil yani...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar