bugün

arı sıçar bal olur insan sıçar bok olur

Uyduruk tespit. Arılara pok atmayalım lütfen. Maalesef bu olay öyle değildir. Toplayıcı Arı, çiçeklerden topladığı nektarı, özel sindirim sisteminde fazlalık olan yemek borusuyla midesi arasındaki kursakta toplayıp (yaklaşık yarısı, kalanını kendisi için midesine aktarır) bir takım enzimlerle tekrar ağızdan kusarak işçi arılara aktarır. Kovandaki işçi arılar toplayıcı arılardan aldıkları nektarı yaklaşık 15-20 dakika boyunca geri çıkarıp tekrar içer. Bu süreçte enzim içeren salgılar nektarla karışmaya ve nektarın yapısındaki sakkaroz glikoza ve fruktoza dönüşmeye devam eder. Daha sonra kovandaki işçi arılar nektarı bal peteklerine aktarır. Ayrıca normalden büyük ve geniş kalın barsakları sayesinde uzun bir kış boyunca kovanı pislemeden yaşayabilirler.

--spoiler--
BAL ARININ DIŞKISI MIDIR?

Pek çok kimseler balı, arıların
dışkısı zanneder. Bu yanlış
düşünceyi gidermek için kısaca
arıların sindirim organından
ve balın nasıl yapıldığından
bahsetmek bir fazlalık olmaz
zannederim.
Arıların sindirim organı da
aşağı yukarı insanlarınki gibidir.
Ağız, yemek borusu. Kursak,
mide, ince kalın bağırsak
ve anustur. Bu sıralamada
insanlarınkinden fazla olarak
yemek borusu ile mide arasında
kursak vardır.
işte arılar, ağızları ile
aldıkları besin maddelerini,
göğüsleri boyunca uzanan
yemek borusu vasıtası ile
kursaklarına ulaştırırlar. Arılar
vücutlarının ihtiyacı için sarf
edecekleri besin maddelerini
kursaklarından midelerine
geçirirler. Bal yapacaklarını ise
bir müddet daha kursaklarında
tutarak, özel salgıları ile onu
bala dönüştürürler. Kursakta
bala dönüştürdükleri maddeyi
tekrar ağızlarına getirerek
diğer arılara verirler veya petek
gözlerine püskürterek orada
olgunlaşmasına terk ederler.
Örneğin, arı çiçekten çiçeğe
dolaşarak kursağını 100
miligram nektar ile doldurdu
ise, bunun 40 – 70 miligramını
kendi enerjisi için sarf eder, yani
midesine aktarır. Geri kalan 30
– 60 miligramını da kursağında
saklayarak petek gözlerine istif
eder.
Arıların kalın bağırsağının orta
kısmı biraz şişkince olduğundan
burada dışkılarını uzunca bir
müddet muhafaza edebilirler.
Bu sayededir ki, kışın uzun
zaman dışarı çıkmayan arılar,
kovanlarına pislemeyerek
havaların ısınmasını beklerler.
Nitekim, ilkbaharda arılar ilk
uçuşa çıktıklarında, uzaklara
gidecek fakat bu fırsatı
bulamayanlar kovanların civarına
ve hatta o sırada arılıkta gezinen
varsa onların üzerine bal mumu
renk ve kıvamında suluca
dışkılarını bırakırlar.

http://www.demokrattrakya...arinin-diskisi-midir.html

--spoiler--

Bal insanların çok eski zamanlardan beri şeker kaynağı olarak kullandığı bir besin. Bal büyük oranda şekerden oluşur. Ayrıca içinde enzimler, amino asitler, vitaminler, mineraller ve başka organik maddeler de vardır.

Bal arıları çiçekler tarafından üretilen nektarı bala dönüştürür. Nektar, çiçekli bitkilerin böcek ve kuş gibi canlıları kendilerine çekmelerine yardımcı olarak, tozlaşmada önemli rol oynar.

Nektar, çiçekli bitkilerde nektaryum olarak isimlendirilen yapılar tarafından salgılanır. Nektarın temel kaynağı fotosentez sonucu oluşan besin maddeleridir. Nektar büyük oranda sakkaroz, fruktoz ve glikozdan oluşur. içinde şekerin yanı sıra amino asit, lipit, organik asit gibi maddeler de vardır. Nektarın yapısındaki maddelerin türü ve miktarı bitkiden bitkiye değişir.

Toplayıcı arılar çiçeklerden topladıkları nektarı vücutlarındaki bal midesi olarak isimlendirilen bölgede depolar. Bu süreçte salgıladıkları bazı enzimler nektarın yapısındaki disakkaritlerin (özellikle sakkarozun) monosakkaritlere (glikoza ve fruktoza) parçalanmasını sağlar.

Toplayıcı arılar topladıkları nektarı kovandaki işçi arılara aktarır. Kovandaki işçi arılar toplayıcı arılardan aldıkları nektarı yaklaşık 15-20 dakika boyunca geri çıkarıp tekrar içer. Bu süreçte enzim içeren salgılar nektarla karışmaya ve nektarın yapısındaki sakkaroz glikoza ve fruktoza dönüşmeye devam eder. Daha sonra kovandaki işçi arılar nektarı bal peteklerine aktarır.

Balın en önemli özelliklerinden biri içindeki su oranının hayli düşük olmasıdır. Kovandaki işçi arılar kanatlarını çırparak kovanı havalandırır, bu da bal peteklerinde biriktirilen nektardaki fazla suyun buharlaşmasını sağlar. Böylece bitkiler tarafından salgılanan nektardaki su oranı %80 düzeyindeyken, bu oran balda %20’nin altına düşer. Nektarın bala dönüşümü 1-3 gün sürer.

Bal, zayıf asit özellikte bir maddedir. Bunun nedeni yapısındaki glukonik asit gibi organik asitlerdir. Balın tadı ve kokusu ise içindeki kolayca buharlaşabilen (uçucu) organik maddelere bağlıdır.

http://www.bilimgenc.tubi...isinda-hangi-maddeler-var
--spoiler--

görsel
güncel Önemli Başlıklar