bugün

kanser

Kuzenlerimden birini geçtiğimiz saatlerde henüz otuzlu yaşlarının başındayken bu hayattan koparıp alan lanet olası hastalık. Narin, nazik bir bedende aynı oranda nazik bir ruh onca sevenine, iyi haberini dört gözle bekleyenine rağmen alıp başını gitti. Hayatımda yaşadığım en büyük travma değil ama en büyük hayal kırıklığı bu galiba. Bir insana yardım etmek için çabalayıp, iyileşeceği günü umutla beklerken bir gece ansızın gelen telefonda "yavrum x ablan..." cümlesini işitmek öyle acı ki. Annem umudumun öylesine farkındaydı ki o cümleyi tamamlayamadı. ilk öğrendiğimde bir gece yarısıydı, o gece uykum tamamen kaçmış yatağın içinde bomboş gözlerle karşımdaki perdeyi izleyerek sabahı etmiştim. Şimdi yine bir gece yarısı ve ben evde tek başıma boş boş dolanıp duruyorum. Onca emek, onca sınav, onca çaba, olağanüstü parlak bir öğrencilik hayatı, umutla ve aşkla yapılmış bir evlilik... sonuç yaşanamamış bir aşk, kucağa alınamamış çocuklar, hissedilememiş bir ton heyecan. Sonuç yıkıntı, yarın yokmuş gibi yaşamak klişe bir tavsiyeden çok daha fazlası...