çocuklar için zararlı diziler ve programlar

çok fazla var.

özellikle küçük çocukların çok izlediği aşırı zararlı diziler var. mesela erkenci kuş, ikizler memocan, arka sokaklar, yasak elma... bunların hiç birinde artı 7 ibaresi yok. misal çukur, edho gibi mafya dizilerinde var, uyarıyorlar çocuklar izlemesin diye.

özellikle erkenci kuş ve yasak elma'ya artı 7 ibaresi de yetmez, en az artı 13 o da en az diyorum çünkü bir yukarısı artı 18 olacak onu koysalar zaten dizi açık kanalda yayınlanmaz. erkenci kuş ve yasak elma çocuklara çok aşırı subliminal seks öğeleri ile saldırıyor. bu iki diziyi özellikle ergenliğe yaklaşan ya da ergenliğe yakın yaşta kız çocukları izlediğinde hayatlarında ve karakterlerinde çok büyük tahribatlar yaratabilir. cinsel seçimlerini çok erken yaşta yapmaya çalışarak açık hedef haline gelebilirler.

programlara gelirsek daha vahim bir tablo ortaya çıkıyor. gündüz kuşağı leş. leş ötesi. yemek programında bile insanlar şerefsizlik peşinde ve bu büyük sunumlarla insanların gözüne sokuluyor. evlilik laçkalığı bitti de ne oldu, şimdi kim kime tecavüz etti programları ve insanları sözüm ona yarıştırarak birbirlerine kırdırıyorlar. gündüz kuşağına denk gelen değil çocuk normal insanda bile psikolojik tahribat olur. gündüz kuşağı resmen ahlak dejenerasyonu ve türk halkını aşağılama kuşağı.

gündüz kuşağı tv kanallarında eğitimli adamlar bile aldatma olayı konuşuyor, eşşek kadar akademisyenler bile gıybet çemberinden üç beş kuruş koparmaya çalışıyor. re-za-let!

prime time programlarında ise survivor tamamen dejenerasyon pompalıyor. insanları aç bırakıp git gide zayıflamalarını izliyoruz ama karakterlerinin. programın adı bu aslında kim daha karaktersiz. çocuklar çok izliyor ve olağanüstü zararlı bir program. baya şerefsizliği, maddiyatçılığı ve entrikayı sempatik gösteren program. bir diğer zararlı program ise çiftlere salakça şeyler yaptırdıkları programlar, çocuklar izliyor ve çiftler devamlı birbirini aşağılıyor. bu nedir ya, bunu gören çocuk hem hata yapmaktan korkar hem de hata yapan arkadaşına aynen bu şekilde işkence eder.

rtük dediğimiz kurum ise programların sosyolojik etkileriyle ilgilenmiyor. tertiplenen çocuk ve genç dejenerasyonuna aldırmıyor bile. ama "lan" dediysen rtük hemen tepende.