bugün

dedikodudan kurtulmak

iş ve sosyal yaşamın büyük bir parçasını oluşturan sevimsiz ve bir o kadar da kaçınılmaz bir durum. Öyle ki; günümüz şehir insanın hayatından dedikodu çıkartıldığında iletişim büyük bir sekteye uğruyor fikrimce.

çok yakın ve samimi bulduğu insanlarla dahi artık bir kaç seremonik cümleden ve bir iki haber başlığından sonra konuşacak bir şey bulamıyor insan. Bu aşamadan sonra iki seçeneğiniz var; Ya yapmakta olduğunuz işinizin önemini arz ederek işinize devam edecek veya kendinize bir iş uyduracak ya da; kafanızı telefonunuza yahut kitabınıza gömeceksiniz. Ve Tüm bu çaba elbette az sonra Arkadan gelecek olan ve olta niyetine sarfedilmiş o sinsi cümleye maruz kalmamak için. O oltayı yutarsanız artık bin pişman ve boşuna savuşturma çabalarınızın, tüm o iyi niyetlerinizin de bir anlamı kalmaz. Mecburen Dinleyeceksiniz! Boşuna çabalar, Çırpındıkça daha da batarsınız. Bu durumda yapılacak tek şey, çok sıkıcı ve aptal taklidi yapmaktır. Taa ki; Anlatıcınız bu ruhsuzluğunuz ve sıkıcılığınız karşısında tüm heyecanını ve hevesini yitirip, sizi azat ederek, bu keyifsiz sohbeti sonlandırmaya karar verene dek.

düşündükçe; gün içerisinde Kulağa masumca gelen ne kadar çok, boş ve art niyetli cümleler kuruyor, yahut isteyerek ya da istemeyerek bu cümlelere tepki göstermek zorunda kalıyoruz. Çünkü Habersizce ve insafsızca yargılayıp suçladığımız bu üçüncü kişilerin durumu, geçici de olsa bize Kendimizi daha iyi ve doğru hissettiriyor. Fakat bu budalaca yanılsama güvensizliğimizi ve yalnızlığımızı daha da derinleştiriyor.

Tüm bunları düşününce mümkün olduğunca uzak durabilmek en iyisi. Fakat Diğer yandan Bunu yapmayı tamamen reddetmekse yine yalnızlaştırıyor.
güncel Önemli Başlıklar