bugün

zamanın dördüncü boyut olmadığının ispatı

Yapilan son yorumlara göre sayısalcı yaklaşımdan sozelci bir yaklaşım sezdim.

O halde zaman insanlara göre sonu belirlenmiş, belirli bir yoplulukta herkes için aynı sistemde tekrar eden hicri miladi takvim gibi bir de kişiye özel bir sonu olan yani ben ölünce benim zamanım gelmiş oluyor ve dürmüş mu oluyor, aslında böyle olduğunu söylemek zor... zaman asla kimse için durmamalı zamanı durduracak olgu kıyamettir ve bu da sonun başlangıcı olabilir, peki insanlardaki kaza kader olgusu? Bu durumda zaman kişiye özel duran bir kavram değil sadece bu dünyada o kişi bu zamana değil başka dünya ya da sistemin zamanına tabi oluyor.

Çocukluğumuzdan bu zamana kadar her bir yaşımızda her günümüzü hatırlayabiliyor muyuz? Hayır mi... peki neden hayatımızın özetini yaparken, toplasak 30 günü bile zor hatırlıyoruz? Biz 30 gün mü yaşadık 7500 günlük hayatımda aklımda sadece 1 hafta hatırlıyorum. Ben o 7500 günde önemsiz olarak ne yaşadım da 7 Gün yerine 7500 gün hatırlamıyorum. Bu konuda soyle bir tez ortaya atabilorim, bu dünya zamanına göre yaşayıp, baska bir dünya ya da evrene göre zihnimiz olayları hatırlıyor. Rüyalarımız da en büyük örnektir aslında bu dünya zamanına göre 2 ya da 3 saniyede görüyorsunuz ve saatlerceyani gece boyu o olayı yaşamis olduğunuzu düşünüyorsunuz ve uyandıktan 5 dk sonra o 2 - 3 saniyelik rüyayı çoktan unutuyorsunuz, tıpkı 7500 günü 7 günle özetlemek gibi...

Demek ki ve özetle zaman yaradılışınızın en başından beri 1 tik tak sesiyle kendini tekrar eden bir olguydu, bundan dolayıdır ki zamanı ve dönemlerini inceleyen tarih tekerrür eder (yani kendini tekrarlar) bizim icin sonun gelmesi bu dünya zamanından başka bir evren ve saatine gecmemizden fazlası değil zaman durmuyor hep devam ediyor taa ki kendisine yazılan son gelene kadar ve 13,7 milyar yaşındaki zamanda bulunduğumuz süre boyunca zamanın içinde neresinde ye aldığımızı hiç bilemeyecek olsak da bu dünyada zamanın içinde zamanımız yittiginde ve zaman son bulduğunda başka dünyalarda zamanın olmadığı bir sonsuzluk olacaktır.

Yani zaman evrenimizle paralel bir olgudur ve küpün içinde akan bir küpün olması fikri zamanla uyumsuz mantıklı gelmeyebilir ama unutulmamalıdır ki insanoğlu 3. Boyutta ve ancak maksimum 3. Boyutu ve en iyi 2. Boyutu anlayabilir. Bu yüzden 4. Boyuta zihnimiz, akıl dünyamız ve yaratılış kodlamamiz izin vermiyor, bu boyutun varlığından emin olabilir ama tarifini x, y ve z ile yapabilmemiz mümkün değil.

Bilinmeyeni tarif etmek insanın sınırlı aklıyla gerçekten zordur.