bugün

takım tutan mal

2 takım sahaya çıkıyor, maç yapıyor, sonuç ne olursa olsun her oyuncu cebine maç başı parasını (en az 10.000 euro, birçoklarınızın ömrü boyunca bir arada göremeyeceği bir miktar) koyup en lüks mekanlara gidip eğleniyor, en güzel kadınlarla yatıyor, en iyi şeyleri yiyor, en iyi giysileri giyiyor, saray gibi evlerde yaşıyor. Siz ise neredeyse bir maaşınızla aldığınız akıllı telefondan sırf sahadaki bir pozisyon ya da bir başka rekabet konusu için akşama kadar sosyal medyada küfürler ediyorsunuz, kalp kırıyorsunuz, kendinizi yoruyorsunuz. Maça gidiyorsunuz, Nazi kamplarına gönderilen Yahudiler gibi sıkış sıkış otobüsler ve metrolarda yolculuk yapıyor, terden leş gibi kokan holigan otobüslerinizde efelikten taviz vermiyorsunuz. Gürültü, kargaşa, kaos, kavga ve stres ile zaman, para ve sağlığınızı boşa harcıyorsunuz. Bu büyük sektörün kaymağını yiyip sizin gibi aptalların sırtından milyonları cebe indirenler sizin çektiğiniz cefanın yüzde birini çekmiyor, yaşadığınız stresin binde birini yaşamıyor. Bir de kazanınca diğer takımın taraftarlarına, sanki çok iyi bir halt becermişsiniz gibi koyduk mu falan diyorsunuz. Çok aptal insanlarsiniz.