bugün

tomatiz on lira inadına akparti

Tohumundan gübresinden sulama ulaşım bakım vb tüm malzemeleri dolar bazında ithal edilerek üretilen bir ürünün maliyetini bilmeyen cahil kesim var ve cehalet hiçbir bir devirde bu kadar trend olmamıştır.
Tarlayı bahçeyi serayı suladığın da bile dolar ile suluyorsun.
Çünkü; o suyu kullanmak için elektrik veya petrol türevi yakıtı dışarıdan alıyorsun.
Mesela; elektrik, bu enerji için biz doğalgaz alıyoruz ve bunu çevrim santralleri ile yakıp elektrik üretiyor olduğumuzu bilmeyen cahillere ne anlatabiliriz?
Dünyanın en ucuz enerjisi olan elektriği en pahalı üründen sağlıyoruz.
Aynı şekilde hidroelektrik santralleri, özelleştirme adı altında yapılan talanı geçtim bu santrallerin bakım yapım maliyeti çok yüksek tutuyor ki sen daha dünya çapında kaliteli bir kontrol kalemi pense yan keski tornavida bile üretemeyen 3. Dünya ülkesi bile değilsin.

Böyle yüksek teknoloji ve sanayi gerektiren projeleri Avrupa da yapsan 3/1 maliyetine yaparsın.
isveç de bu barajı yapsan en basit amele hesabı ile kullandığın Volvo kamyon vinç vb makine araç gereç ile harcanan her kuruş katma değer olarak ülkene geri dönüşüm olarak yansır.
Maliyet ne kadar artar kullanılan araç gereç masrafı ne kadar artarsa ülke daha fazla işgücü daha fazla katmadeğer kazanır ve şirketleri ar-ge başta olmak üzere istihdam olarak ürün gamı olarak daha da gelişir.

ilkokul çocuğunun anlayacağı basitlik içinde maliyet ve fizibilite konusuna girmeden bu örneklemeyi anlayacak zeka bilgi de olmayan cahil insan topluluğuna ne anlatabiliriz ki?

Türkiye de son 15 yılda her bir milyar dolarlık projesinde Avrupa da onbin kişiye istihdam sağlıyor.
Üstelik bu projeler katmadeğer yatırım açısından tamamen atıl vaziyette.
Burada nasıl atıl olur diye soran insanlara uzun bir liste yapar ve bu projelerde devlet kaç kişi istihdam eder (inşaat da çalışan amele, hafriyat konyonu süren şoför, kepçe operatörü için istihdam diyen insan benim için cahildir. Daha basit olarak bu projelerde çalışıp emekli olan bir işçi düşüncesi iş saati, çalışma şartları emeklilik yasası işin devamlılığı açısından mümkün değildir) ekonomik olarak geri dönüşüm olarak devlet bir kazanç sağlayamaz.

Yol köprü yaparsınız ama böyle büyük meblağlar ile bu projelere harcadığınız paranın küçük bir parçası ile 2010 da Volvo'nun (sadece otomotiv) 1 milyar 800 milyon dolara alabilirsiniz. O zaman yol köprü projeleri belki bir gelişmişlik teknoloji refah yatırım anlamı kazanabilir.
Bu sırada jaguar ve land Rover da 1 milyar 700 milyon dolara satılmıştı.

Şu an yerli otomobil yapma gayretinde olup proje maliyeti 2 milyar 500 milyon Euro öngörülüyordu.
Nereden baksanız bu proje için tüm planlar tutsa bile dolar bazında en az 3 milyar dolar para harcanacaktı.
Bu proje finansmanı için %70 kredi sağlanacak ve 2017 de ki faiz ile şimdi ki faiz oranları vb tüm maliyet analizleri gereği şu an proje en az 5 milyar dolar, o da proje maliyeti tutarsa minimum rakam.
Bırakın maliyet pazar payı servis müşteri güveni beğenisi garanti kapsamı, gümrük ithalat vergi zorlukları koruma politikalarını (Volkswagen nin başına gelenler ile Mercedes'in ABD de pazar payı için Trump'ın Washington'da bu arabayı görmek istemiyorum demesi vb) sorunları, marka popülerite teknoloji güven konusunu ve bir iş adamı olarak Volvo mu üretmek onun sahibi mi olmak bu markanın popüleritesi hazır pazar payı vs mi istersiniz, bırakın bunu...
Bir araç alacak müşteri olarak siz ne istersiniz?

Canımız süt istedi diye inek almaya gerek duymak bu olsa gerek.
ille de marka yaratmak made in turkey diyecek isek; ilk önce tarım da elimizde olan markaları değerleri yerli ürünleri koruyalım da domates için dışarıya muhtaç olmayalım.

Edibüdü: Aaaah domates ah, nereden nereye getiriyor insanı.