bugün

24 haziran 2018 genel seçimleri

Herkesin algı kastığı seçimdir. En ucuz politik numaralar üzerinden ilerleyen, ülkenin geleceğine dair somut eylem planlarından çok dikkat çekmek vaad etmek üzerine kurulu bir süreç. Ha, telekinezi ile Erdoğan'a suikast yapılacağını iddia ettikten sonra baş danışmanlığa atananlara* ekonomi yönetimi teslim edilen ülke için fazla idealize kalıyor belki. Ama sanki tüm işler olağan gidermiş gibi ekonominin ağzına sıçan, dış politikayı sıfırlayan, faiz lobisi dedikleri yerlerden para dilenen, toprak kaybeden** toplumu ayrıştıran ve sosyal hayatı karşılıklı kışkırtma, yasak ve ağır vergilerle bitiren, torpil rüşvet ve kayırmanın had safhada yaşandığı iktidarın hala önceki yıllar düzeyinde oy alacağı gibi bir durum var. Bence en büyük abukluk burada. 5 yıl önce isyan ettiklerimiz tek tek başımıza geliyorken bugün direnişin adını anmak suç.

Bence bu seçimdeki en önemli sonuç muhalefetin yan yana gelebilmesi. Oy oranları ne olursa olsun bizim kazancımız bu olacak. Bu kadar kesin konuşma sebebim de ekonomik durum, uzun sürecek bir buhran dönemi bizi bekliyor. Bu mevcut söylem ve eylemlerini değiştirmesi mümkün olmayan AKP Seçilse de seçilmese de gidicidir.
Diğer partiler için de risk burada, çünkü ekonomik söylem olarak üretim ekonomisine geçişi, seçilmesi halinde alınacak sert tedbirleri halka bugünden anlatmayan lider ve partiler de bu kaderi paylaşacaklar. Bu noktada iktidarın değişip bozuk düzenin değişmemesi imajı oluşturacak ya da bunu eyleme dökeceklerin bir geleceği olmamalı. Olumlu bakmaya çalışıyorum ama düzene ayak uydurup insanlıktan çıkan maslahatgüzarlardan sıkıldım artık.
güncel Önemli Başlıklar