kadınların bilime katkısı

Bilim insan ayirmaz.
Cinsiyet, din, dil, irk, genc yasli ve hatta bebeklerin bile her insanin ugras vermis oldugu ve verdigi bir ugrasidir.

Bilimde; ögrenilenin üstüne eklemek vardir.
Ilk ateste yemek pisirmek bir erkegin mi kadinin mi aklina geldigini bilmiyoruz. Bu yemege tuz eklemek de ayni sekilde. Belki de ilk tekerlegi de bir kadin bulmus olabilir.

Erkeklerin teknige teknolojiye olan ilgisi kadar kadinlarin da ilgili oldugu alanlar bulunuyor. En basiti moda. Gecmiste hayvan postunu elbise olarak kullanmak bir kadinin aklina gelmis olabilir. Yine erkeklerin avci kadinlarin da toplayici oldugunu varsayarsak; tarimin gelisimini, botanigi kadinlardan ögrenmis olabiliriz.

Ortacagda biz erkeklerin kurmus oldugu erkek egemen toplumlarin kadinlar üzerinde olusturmus oldugu baskilara esek baglasan duramaz.

Günümüz dünyasinda hala bunun etkisinden kurtulamamis toplumlara sahibiz. Hatta cok gelismis dedigimiz ülkelerde bile gecerli. Yine de bircok cok degerli bilim kadini yetistirilmis ve hala yetismektedir.

Kiz veya erkek farketmez insanlar dogustan meraklidir. Her insanin ilgi alani farklidir. Bu yüzden her insan kendi sevdigi meslegi yapmali, merak acligini gidermeli.

Neyse konuya dönelim.
Marie curie haricinde en basiti Grace Hopper'dir. O olmasaydi belki su an bilgisayar ve cep telefonu olmayacakti. Sadece bilgisayarin üzerine eklenen diger buluslari saymayalim bile.

Bir baska isim rosalind Franklin. Sayesinde dna'yi tanidik ve bir cok hastaliga cözüm arayisina girildi. Dma analizleri, kriminal olaylari saymayalim.

Bir erkek olarak sunu kabullenmeliyiz. Zeka sacin uzunlugu kisaliginda degildir.