bugün

hayal kirikligina ugramaktansa hayal kurmamak

kimine göre korkaklık, kimine göre mantıklı bir düşünce biçimidir. eski deneyimlerini göz önünde bulundurarak artık hayal kırıklığı ya da hevesinin kursağında kalmasını istemeyen kişinin hayal kurmaktan vazgeçmesidir.
tabi bunun sonucu kişiye ağır bedeller getirir. kimi gönül adamlarının dediği gibi "bir umuttur yaşatan insanı" felsefesinden çok uzaklarda yaşar bu kişi. umut onun için sadece bir olasılık o da olursa sevinirim olmazsa da ekime kadar mantığında olduğu için çok da kıymetli değildir.
hayal kurmamanın getirdiği olumsuzluklar yıllar geçtikçe veya düşünce bünyeye ve beyne oturdukça daha iyi anlaşılır. bir bakarsınız etrafınızdaki insanlar hayallerinin peşinden koşuyor, kovalıyor, bir kız peşinde, bir araba peşinde, yok okulu btireyim, şurada çalışayım... sonra kendinize döndüğünüzde "ee goca oğlan yolculuk nereye?" diye sorduğunuzda "kasımpaşa'ya" cevabı sizi rahatsız etse de başka bir alternatif bulamazsınız.
eğer ki böyle bir kişi varsa psikolojik tedavi almalı ya da yol yakınken geri dönmeli. bazı şeyler için çok geç olabiliyor. bir çin atasözünün dediği gibi yalnızlık paylaşılmıyor. işin kötüsü sonradan yalnızlıktan rahatsızlık da duyulmuyor.