bugün

gecenin farklı öyküsü

Bunu okuyan herkes biraz sabretsin ve bu adam ne diyor diye düşünsün. Ufak tefek oyunlar oynayacağız sizinle. ister eksile ister baş tacı et. Gerçekten kimse umurumda değil. Biraz olsun ufkunuz açılsın istiyorum. Ne demiş Horatius” insan sürüsünden nefret ediyorum ve onlardan uzak duruyorum.”

Herkes kafasını camdan çıkarsın ve ay’a baksın. Şuan ben bunları oraya bakarak yazıyorum. Elinizde telefon sizde gözlerinizi ay’a diktiğinizde ne hissettiniz? Romantikler benim bağlayacağım sonucu şimdiden farketti bile. Realistler ise bu durumun saçmalığından bahsetmeye başladı.

Kim bilir kaç kişi okuyor bu yazıyı ve kaç kişi sözümü dinleyip baktı gökyüzüne. Uçmayalım, belki 2 belki 3 kişi. Onlara bir çift sözüm var. Ne kadar büyük de olsa şu yaşadığımız evren aslında bir o kadar da ufak.

Biz burada 2-3 kişi aynı noktaya bakıyoruz yani bakışlarımız kesişti tek bir noktada. Dünya üzerinde başka bir kentte bir çocuk annesine meraklı gözlerle gösterdiği ay’ı öğrenmek için sorular soruyor, köşe başında bir ayyaş şarabının son damlasını içmek için şişeyi diktiğinde kafasına karşısında ay’ı görüyor. Bir baba adayı aklında doğumhanedeki karısı sigarasının dumanını takip ederken gözü ay’a takılıyor. Bunların hepsi aslında şuan oluyor.

Dünya üzerindeki sıkıntıların ve sevinçlerin şahidi olan ay... şimdi ilk başta ricamı kırmayıp bakışlarını ay’a kaldırdın ve tekrar indirip gözlerini yazımın bu noktasına geldin. Söyleyeceklerim bu kadar.

işte şimdi tekrardan bak...

Bir bebeğin doğumuna şahit oldun.
Bir sarhoşun köşe başında ölüşüne de.
Bir çocuğun belki de astronot oluşuna şahit oldun.