bugün

tante rosa

Sevgi Soysal eseri, kadınlığa bakış açısının yeniden çizildiği, kısacık ama içi dolu turşucuk bir kitap. iyi ki Türkçe yazılmış diye düşündürten, yazarın kızının deyimiyle sevgi soysal ile tanışmak için en ideal kitap ayrıca.

Kitap Tante Rosa'yı çocukluğundan yaşlılığına götüren kısacık 14 tane hikayeden oluşuyor. Tante Rosa büyüdükçe anlatıcı da büyüyor, dil yoğunlaşıyor, cümleler uzuyor, benzetmeler detaylanıyor, bu süreci deneyimlemek bile başlı başına bir keyif bence.

Neden mina urganlar, barış bıçakçılar, sevgi soysallar, bilge karasular hasbelkader keşfedilmeyi bekler, neden lisede okutulmaz gerçekten merak içindeyim. Şu yaşımda dünya klasiklerinin çoğunu okumuş biriyken nasıl sevgi Soysal'ı yeni keşfediyorum diye dertlendim akşam akşam. Türkiye'deki savaş sonrası Anadolu insanını konu eden romanlarla günümüz "yeraltı edebiyatı" (!) kitapları arasındaki derin uçurumda o kadar anlamlı bir yere oturuyor ki böyle yazarlar. Hakikaten Türk edebiyatına bambaşka bir derinlik ve farkındalık katıyor.

Zamansız, mekansız, gittikçe küçülen bir mum tante Rosa. Günümüz için bile oldukça öteki, "gemileri yakmış", toplumdan aforoz edilmiş bir kadınken yazıldığı dönemi düşününce hayli bir cesaret sınavı vermiştir gibi geliyor. Sevgi Soysal'ın politik kimliğiyle tanınmasından önce yazmış olması da yazarın bambaşka bir yüzünü tanımaya olanak sağlıyor. Resmen güne olan puanımı en az dört beş puan yükselttin canım tante Rosa, umarım film uyarlaman da en az kendin kadar şahsına münhasırdır.

(bkz: seni seviyorum rosa)