bugün

26 mayıs 1982 hamburg da kendini yakan kadın

selma ertandır.
internette bile hakkında adam gibi bilgi bulamadığım kadın.
1990 yılından bugüne kadar aşırı sağcı alman ırkçıları tarafından katledilen Türk sayısı 200 den fazlaymış!

--spoiler--
"30 yıl önce, Almanya’daki yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığın böylesine çok can almadığı dönemde, genç bir Türk kadını, sanki bu günleri görmüşcesine toplumu uyarmaya çalışmıştı. 26 Mayıs 1982’de Hamburg’da sokak ortasında üzerine benzin dökerek, kendisini yakan 25 yaşındaki Semra Ertan’ın protestosundan etkilenenler oldu. Ünlü gazeteci Günter Wallraff’ın kitabı ‘En Alttakiler’i ithaf ettiği üç kişiden biri Semra Ertan’dı. Ama sonra unutuldu."
--spoiler--

--spoiler--
Alman polisi ve istihbaratı, yıllardır Türklere yönelik, bir bölümü can alan şiddetin arkasında mafya, aile içi anlaşmazlıklar, kan davası, hatta Türk istihbaratının vs. olabileceği kuşkularını açıktan ya da el altından ama sürekli gündeme getirerek, ülke tarihinin en büyük komplosu karşısında en azından aciz kaldı. Her saldırıdan sonra kurbanların aileleri kuşkulu sorgulamalara, soruşturmalara hedef oldu. Yıllarca babalarının, eşlerinin, oğullarının yasadışı faaliyetler yüzünden öldürüldüğü kuşkusuyla yaşadılar.

Polis yıllarca, her cinayette susturucu takılarak kullanılan, kovanları olay yerinde bırakılmayan silah dışında, bu cinayetler arasında ortak bir yan olmadığını açıklayıp durdu. Oysa ortak yan belliydi. Kurbanların hemen hepsi Türk’tü. Cinayetleri Türk düşmanlarının, ırkçıların işlediği ortadaydı. Ama katilleri hiçbir zaman orada aramadılar.
--spoiler--

bakın millet;

alman güvenlik güçleri bu cinayetlerin üzerinde gereken hassasiyeti göstermemiş ve orada bulunan türkler yıllarca can korkusuyla yaşamış.
bu nasıl olur ya?
200 den fazla insanın cinayeti nasıl göz göre göre gerçekleşir?
oradaki vatandaşlara neden biz sahip çıkmamışız peki?
ve bu vakalar hakkında neden internette bile doğru düzgün bilgi yok?
ört pas etmek ve unutturmak mı isteniyor?

hayır!
unutmayınız,
unutturmayınız!

kundaklanan evlerde yanarak can veren ailelerde 5-10 yaşlarındaki çocuklar da vardı... bu nasıl bir insanlık dramıdır ya?
Türk ulan onlar!
dünya sahip çıkmaz anlarım ama biz nasıl sahip çıkmayız?!

bakın:

--spoiler--

2000-2006 yılları arasında işlenen seri cinayetler

Halit Yozgat
Kassel
06.4.2006

Enver Şimşek
Nürnberg
09.09.2000

Abdurrahim Özüdoğru
Nürnberg
13.06.2001

ismail Yaşar
Nürnberg
09.06.2005

Süleyman Taşköprü
Hamburg
17.06.2001

Mehmet Kubasik
Dortmund
04.04.2006

Habil Kılıç
Münih
29.08.2001

Theodoros Boulgarides
Münih
15.06.2005

Mehmet Turgut
Rostock
25.02.2004

NAZi KURBANI TÜRKLER

- 1 Haziran 1981 / Ludwıgsburg: 44 yaşındaki Seydi Battal Koparan, aşırı sağcı motosiklet çetesi Stander Greif’ın üyelerince dövülerek öldürüldü.

- 22 Haziran 1982 / Norderstedt: 26 yaşındaki Tevfik Gürel, aşırı sağcılarla Türkler arasındaki kavgada dövülerek öldürüldü.

- Haziran 1985 / Hamburg: Bir grup Neo-Nazi dazlak, 29 yaşındaki Mehmet Kaymakçı’yı sokak ortasında dövüp, kafasını beton blokla ezerek öldürdü. Saldırganlardan birkaçı hapis cezası aldı ve hepsi yaşları küçük olduğu için ceza indiriminden yararlandı.

- 24 Aralık 1985 / Hamburg: Yaklaşık 30 Neo-Nazi dazlak tarafından sokak ortasında beyzbol sopası, balta gibi sert cisimlerle dövülerek ağır yaralanan 26 yaşındaki Ramazan Avcı, üç gün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Cenazeyi Türkiye’ye göndermek üzere toplananlar da Neo-Nazilerin saldırısına uğradı, bir baba ve oğlu ağır yaralandı. Saldırganlardan dördü, 5-10 yıl arasında hapis cezası aldı, gençlik indiriminden yararlandı.

- 17 Aralık 1988 / Schwandoorf: Neo-Nazi örgütü ‘Nationalistische Front’ üyesi Josef Saller, Türklerin oturduğu evi kundakladı. Çıkan yangında, 49 yaşındaki işçi Osman Can, eşi Fatma (43) ve oğlu Mehmet (11) ile 47 yaşındaki Jürgen Hübener yaşamını yitirdi. Katil mahkemede açıkça “Yabancılardan nefret ediyorum“ diyerek, suçunu kabul etti.

- 12 Mayıs 1989 / Berlin: Bir çocuk babası Ufuk Şahin, Berlin’de aşırı sağcıların yoğun olduğu Maerkischen Viertel’de uğradığı bıçaklı saldırı sonucu yaşamını yitirdi.

- 28 Aralık 1990 / Hachenburg: 17 yaşındaki Nihat Yusufoğlu, aşırı sağcılar tarafından arkadan bıçaklanarak öldürüldü. Yusufoğlu, iki Almanya’nın birleşmesinden sonra aşırı sağcılar tarafından öldürülen ilk Türk vatandaşı.

- 23 Kasım 1992 / Mölln: Hamburg yakınlarındaki Mölln kentinde, iki Neo-Nazi, geceyarısı Türklerin yaşadığı iki evi kundakladı. ilk saldırı, evdekilerin yangını erken fark etmesi üzerine iki yaralıyla atlatıldı. ikinci evde ise üç kişi (51 yaşındaki Bahide Arslan ile torunları 14 yaşındaki Ayşe Yılmaz ve 10 yaşındaki Yeliz Arslan) yaşamını yitirdi, bazıları ağır, yedi kişi yaralandı. Saldırganlar olaydan kısa süre sonra yakalandı. 25 yaşındaki Michael Peters ömür boyu, 19 yaşındaki Lars Christiansen 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Peters 14, Christiansen 7.5 yıl sonra serbest bırakıldı.

- 27 Aralık 1992 / Meersbucsh: 20 yaşındaki Şahin Çalışır, aşırı sağcılar tarafından öldürüldü.

- 9 Mart 1993 / Mulheım: Bir alışveriş merkezinde aşırı sağcıların saldırısına uğrayan kalp hastası 55 yaşındaki Mustafa Demiral, olay yerinde yaşamını yitirdi.

- 29 Mayıs 1993 / Solıngen: Yaşları 16-23 arasında değişen aşırı sağcı dört kişi, bir Türk ailesinin oturduğu evi gece yarısı kundakladı. Faciada iki genç kadın ve üç kız çocuğu (Saime Genç /4, Hülya Genç /9, Hatice Genç /18, Gülsüm ince /27 ve Gülistan Öztürk /12) hayatını kaybetti. Ailenin 17 üyesi, bir kısmı ağır olmak üzere yaralandı. Bunlar arasında biri altı aylık, diğeri üç yaşında iki bebek de bulunuyor. Olay sırasında 15 yaşında olan Bekir Genç, o günden bu yana en az 30 ameliyat geçirdi. Saldırganlar bir ay sonra yakalandı. Katillerden 24 yaşındaki Markus Gartmann, 15 yıl hapis cezası aldı. Diğer katiller Felix Köhnen (18), Christian Buchholz (22) ve Christian Reher (19) ise yaşları küçük olduğu için 10’ar yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca kurbanlardan Bekir Genç’e 250 bin euro tazminat ödemeye mahkûm oldular. Katillerin ikisi iyi hallerinden dolayı, cezasının tamamını çekmeden serbest bırakıldı. Şu anda hepsi serbest. Hiçbiri ödemeleri gereken tazminatı ödemedi. Parayı almak için takibat yapılmıyor, çünkü savcılık adreslerini -tehdit altında oldukları gerekçesiyle- gizli tutuyor.

- 18 Şubat 1994 / Darmstadt: Aşırı sağcı bir Alman, sürekli tehdit ettiği komşusu Bayram ailesinin evine silahlı saldırıda bulundu. Olayda, eşi ve kızı gözlerinin önünde kurşunlanan Ali Bayram yaşamını yitirdi.12 yaşındaki diğer kızı Aslı ağır yaralandı. Bu olaydan 11 yıl sonra üniversite öğrencisi Aslı Bayram, Almanya güzeli seçildi (2005).

- 9 Ağustos 2002 / Sulzbach: 19 yaşındaki Ahmet Şarlak, bir şenlik sırasında aşırı sağcıların saldırısına uğradı ve bıçaklanarak öldürüldü.

-25 Şubat 2004 / Rostock: Katil zanlılarının çoğu Doğu Almanya kökenli. Cinayetler ise Batı Almanya'da işlendi. Bu noktada Kürt kökenli mülteci Mehmet Turgut cinayeti önemli, çünkü o da Doğu Almanya topraklarında yaşıyordu. Turgut öldüğünde, üzerinden kardeşi Yunus'un kimliği çıktı.

dökümanın kaynağı:
http://t24.com.tr/yazarla...nazi-kurbani-turkler,4700

--spoiler--

bunlar sadece bir kısmı ve buz dağının görünen kısmı...
ne sikik bir dünyada yaşıyoruz lan..
güncel Önemli Başlıklar