bugün

ulusözlük te yazar olma duygusu

Vakti zamanında, hoş ve keyifli bir duyguydu.
Bu duyguyla ilgili, geçmiş Zaman kullanmak, sözlüğe emek verdiğini, kurallara, kaidelere, ahlak unsuruna dikkat ettiğini düşünerek, aklı başında iki kelam edip, fikir üreten, fikir merak eden, bilgilenirken aynı Zaman da eğlendiğini düşünen her yazar için acı vericidir ne yazık ki.

Birbirimizin adını, sanını bilmesek de, nerdeyse okuduğumuz entryin ilk kelimesinden, yazım tarzından bile, hangi yazara ait olduğunu bilir hale geldik.
Farkında olmadan, büyük bir aileye mensup oluverdik.
Kendi fikrinden insanları okuyunca Mutlu olduk, kimi Zaman karşıt fikir okuyunca da, pencereler açıldı zihnimizde. Olaylara farklı perspektiflerden de bakmayı öğrendik.

Gündemi takip ettik, en samimi, yalın şekilde.
Yorumlar okuduk, detayları, gözden kaçırdıklarımıza birbirimizden öğrendik.

Zeki, esprili ama bir o kadar da erdemli troller tanıdık. Bizleri sandalyeden düşüren, altımıza işeten, şapka çıkarıp, ayakta alkışladığımız, ne yazacak diye merakla beklediğimiz güzel insanlardı hepsi.

Mesaj kutuları, ya yazdığınız entry ile ilgili tebrik, ya da edeplice eleştiri geldiğinde yanardı.
insanların birbirine teşekkür ettiği, takdir ettiği, insan olma seviyesinin yüksek olduğu dönemdi o dönemler.
Bakın dikkat edin, eğitim seviyesinden sözetmiyorum, insan olma seviyesi diyorum!

Nerdeyse iki yıl, hiçbir ziyaretçi kabul edilmeden geçirdiğim hastalık dönemimde, dünyayla tek iletişimim, tek konuşabildiğim, kalabalıklar görerek Mutlu olduğum tek yerdi Ulusözlük...
Hayatla tek bağımdı.
Bana Nasıl iyi gelmişti bir bilseniz!
Bilemezsiniz!
Kardeşlerimi, dostlarımı bile göremezken, sizleri gördüm her gün. Kimilerini çok sevdim, kimilerine kızdım, kimilerine güldüm.
Yaşamla aramda köprü oluverdi, duygularımı kaybetmeden yaşamayı sözlük sağladı.

Bunlar geride kaldı, lakin sözlüğün o güzel günleri de çok geride artık ne yazık ki.
De-da ve ki Ekinde hata yapanın çaylak olduğu günlerden, ana avrat dümdüz giden, fantezilerini fütursuzca ve edepsizce sergilemekten yüksünmeyen, hakaret etmenin, saygı sınırlarının yerle yeksan edildiği, sözlüğün ucuz bir sohbet sitesine dönüştürüldüğü günlere geldik.

Bu vehametin tek sorumlusu, sözlüğü bir ticarethane mantığıyla elini, kolunu kıpırdatmadan yöneten zall ve sorumluluklarını es geçen, umursamayan, sözlüğün can çekişmesinde büyük katkıları olan moderasyondur!
Yöneticiler de buna dahildir!

Banane yaaaa deyip suskun kalmayı, herşey yolundaymış gibi, hoppidi hoppidi entry girmeyi, tepkimi dile getirmemeyi, sözlüğün bana bir Zaman'lar yaşattığı naif duygu adına yapamıyorum!
Taşın altına elimi koyuyorum!
Yaptığı her eyleme, emek ve Zaman harcadığı her ortama saygısı olan insan davranışıdır bu!

Bir yazar gider, bin yazar gelir lakin ulusözlüğün ucuz ve seviyesiz bir sözlük olarak nam salmasına, bu şekilde tanımlanmasına sahiden gönlüm elvermiyor...

Umarım, bu vehamette sorumluluğu olan zall, moderasyon, yönetici ve yazarlar okumuştur.
Vakit, temizlenme, suya sabuna dokunma, tozları silkeleme vaktidir!
güncel Önemli Başlıklar