bugün

ortamda yalnızlığı saklamak için telefonla uğraşma

çok defa başıma geldi. Eminim bir çok insanın da başına gelmiştir. Eminim diyorum çünkü çok şahit oldum bu duruma. Kız-erkek fark etmez şehirler arası yolculukta mola tesisinde, şehiriçi toplu taşıma araçlarında, antrakta sanki sevgilisine, nişanlısına, eşine mesaj çekiyormuş gibi yapıp telefonunu kurcalayan, radyodan mp3'ten müzik dinleyen, fotoğrafını çeken yalnız insanlar gördüm, yeri geldi ben de böyle davrandım. Niye bilmiyorum, sanki yalnızlık utanılacak bir duyguydu, sanki etrafımda safii kompleks bünyeler vardı da bana acıyan gözlerle bakacaklardı.. Hiçbiri de değil aslında, sanırım yediremedim, yediremedik. O an elele tutuşmuş çiftleri gördüğümüzde bizim neden o esnada tek başımıza olduğumuzu kendimize soramadık, sorsak bile gerçeği itiraf edemedik. işin kötüsü deli gibi bir kız/erkek arkadaş ararken elimize gelen fırsatları bonkör bir şekilde çarçur etmemiz. Aslında harıl harıl sevgili ararken, o mekanik zımbırtıyla ilgilenerek potansiyel partner adaylarımızı elimizden kaçırdığımızın farkında değiliz. Yalnızlık kötü bir şey değil elbette, ama bunu saklamak için "siz böyle yalnız olduğuma bakmayın, aslında benim de sevgilim var bakın ona mesaj çekiyorum, ben de sizdenim" imasında bulunmanın, yalnızlığı bertaraf etmek için sevdiceğe mesaj çekiyormuş gibi yapıp gelen-giden mesajlara bakmanın ne lüzumu var. Bizi böyle bir dertten muzdarip bırakanlar utansın, senin bu kadar hisli olabileceğini görmeyen sevgilin utansın, kendi yılışık sevgilerini dünya'nın merkezine koyup kör göze parmak ulu orta afişe edip seni ezenler utansın. nitekim hakikatten çok acı bir şeydir, çok zaman itiraf edemedim ben kendime. Molada sarmaş dolaş çiftleri görüp "basri napan la" diye mesaj çekmişliğim, sonra yüzüme müstehzi bir tebessüm takınmışlığım çok oldu. Yaptım, pişman değilim.