bugün

durum hissetmek

bir gün bu başlığa entry gireceğime dair farisa'ya söz verdim. gün, sözünü tutma günüdür.

***

uyandım.

camın başına geçtim. camı sonuna kadar açtıktan sonra, perdeyi araladım.
rüzgâr yüzümü kırbaçladı. sakındım yüzümü rüzgârdan.

iki boy büyük gelen montumu üstüme giydim, iki çift de eldiven. şapka takmadım o gün.
dışarıya çıktıktan yaklaşık 15 dakika kadar sonra, kulağımı hissetmemeye başladığımı fark ettim.
dokunsalar tuz buz olacaktı sanki. ısrarla oynamaya devam ettim. buse'nin üstüne kar attım, abim beni kara yatırdı.
dondu ellerim. dondu bedenim.

ağlayarak eve koştuğumu hatırlıyorum. cam kırıklarının üzerinde koşuşturuyor gibi, kırıklar ayak tabanımı parçalıyor gibi.

eve girdim. annem donmak üzere olan gözyaşlarımı sildi.
camdan abime bağırdı:

- gerizekalı, donmuş çocuk!

haylaz bir sırıtma ile yanıt verdi abim.

sıcak su torbasını aldı annem, önce avuçlarımın arasına, sonra bacaklarımın.
katı katı olmuş çoraplarımı çıkartıp, ayaklarımı ovaladı.
üstüme de bir battaniye örttü.

aradan geçen on dakikadan sonra camın başına geçtim. camı sonuna kadar açtıktan sonra, perdeyi araladım.
abimleri izledim. ayaklarım sıcak, ellerim sıcak, sırtım sıcak.
bir de çay tutuşturdu annem elime.

***

çocukluğumu düşündükçe elemlenirim, benzim sararır...