bugün

51 promil ile ehliyeti kaptırmak

2008 senesi.

arkadaşlarla taksim'e, içmeye gittik. ben arabayla geldiğim için iki şişe 33'lük bira içtim. aracımın ruhsatında "yük nakli-hususi" yazdığı için, iki şişe biranın 50 promili aşmayacağından, hatta; maksimum 30 promil çıkacağından emindim. zira, daha önce iki şişe bira içtikten sonra girdiğim uygulamalarda çok kez üflemişliğim var. velhasıl; aşmıyor yani. aracımda hususi ya hani.. değilmiş.

odakule otoparkından arabamı aldım. araba diyorum ama, o dönem altımda hususi olarak kullandığım pick-up cinsi araç vardı. tem'e bağlanmak için mecburen kasımpaşa ışıklarının oraya inmem gerekiyordu. indim. inmez olaydım.. ışıklardan döner dönmez, fosforlu memur gözüme fener tutarak, kenara çekmem için eliyle talimat verdi.

- iyi akşamlar beyefendi
- iyi akşamlar
- alkol var mı?
- var. sadece iki şişe bira
- tamam o zaman, şuna bir üflemenizi rica edeceğim
- elbette

üfledim. kendimden çok emindim. aracım hususi kullanıma uygundu ne de olsa. 3-4 dakika sonra araçtan inmemi istediler. 22 promil alkol çıktığını ve şu-şu evraklara imza atmam gerektiğini söylediler. ben de 50 promili aşmadığım düşüncesi ile, evrakların tümüne okumadan imzamı attım.

- teşekkürler. ehliyetinizi altı ay sonra gayrettepe ilçe emniyet'ten alabilirsiniz.
- efendim?
- sınırı aştınız beyefendi. geçmiş olsun. ehliyetinize altı ay el koyuldu.
- ama benim aracım hususi değil mi? ruhsattımda öyle yazıyor?
- cinsi kamyonet beyefendi. bu yüzden sınırınız "20" promil. aracınız ticari sınıfına giriyor.
- yani 2 promil yüzünden ve daha da acısı "22" promil yüzünden mi altı ay?
- ne yazık ki..
- şimdi ne olacak?
- aracınızı çektirmeyeceğim. arkadaşlarınızdan birisine direksiyonu teslim edin.
- ama onların hepsi zil zurna sarhoş. şimdi benden daha mı kontrollü kullanacaklar? bu mudur yani? (ortam gerilir)
- isterseniz aracınızı çektireyim
- eyvallah eyvallah.. biz gideriz.

sarhoş olan arkadaşıma direksiyonu emanet ettim. kendisi hem sarhoş, hem de şoförlüğü zayıf. 5.5 metrelik aracı idame ettirmekte zorluk çekiyor. biraz ilerledikten sonra aracı teslim aldım ve eve kadar ben kullandım. bu da böyle acı bir anımdır işte. altı ay boyunca sulh ceza mahkemelerine bile gittim "benim ciğerimi yaktınız" diye. hak-hukuk dedim ama kimse beni kaale almadı. dilekçelerimin hiçbirisine karşılık verilmedi. paşa paşa ödedim cezamı ve paşa paşa bekledim sürenin bitmesini. bundan daha acısı olmaz demeyin. siz hiç iki sene ehliyet kaptırıp, Sürücü Davranışlarını Geliştirme Eğitimi Bilgilendirme kursuna gittiniz mi? sınıfa girerken alkol muayenesi yapıyorlardı bazen. işin ironik tarafı, kursa arabayla gidiyordum. şimdi akıllandım mı? nispeten.

uyarıcı not: alkollüyseniz eğer trafik uygulamasından kaçmayın. malumunuz; ohal sürecindeyiz. ben alkollü olduğum bir gece kalender ordu evi'nin orada yapılan uygulamadan kaçtım. arkamdan silah çıkardılar öyle söyleyeyim. aksilik bu ya; uygulamanın biraz üstünde, reis-i cumhur'un köşkü var. terörist damgası yedim bildiğiniz. kaçtığımdan çok emindim ama kaçamamışım. 15 gün sonra tebligat zarfı geldi. 840 tl ceza kesmişler kaçmışım diye. bir de eklemişler; abartılı ışıklandırma ve tehlikeli şerit ihlali diye. ulan zaten yol tek şerit. karşıdan gecenin üçünde kim gelmişte, ben şerit ihlali yapmışım? arabamda standar anasını satayım. bir gram modifiye yok. kaçmayı becerince (nispeten) itelemişler ne varsa.

alkol dostunuz değildir!

edit: imla