bugün

sözlük yazarlarının itirafları

Dedemin birini hiç tanımadım. Annem 4 yaşındayken trafik kazasında vefat etmiş.

Anneannem o tarihten itibaren üç çocuğunu da bir başına büyütmüş. Dedemin tüm fotoğraflarını, mektuplarını özenle saklar. Arada çıkarır bakar.

Dedemin mezarı aynı il sınırlarında olmasında rağmen uzakça farklı bir ilçede olmasından ötürü onyıllarca giden olmamış. Bunda anneannemin gidip üzülmekten, ağlayacak olmasının korkusundan gitmemesinin de nedeni büyük tabi.

Neyse bundan yaklaşık 5 sene önce ben, annem ve dayım anneannemi ikna ederek dedemin mezarına gitmeye karar verdik. Rastgele bir gün belirledik. Gideceğimiz gün aksaklık oldu. 2 gün sonrasına sarktı.

Sonunda rastgele seçtiğimiz günden 2 gün sonra dedemin mezarına ulaştık. Yanında dere akan bir köy mezarlığında tepelik bir yerdeydi. ismi tanıdıktı mezar taşındaki.

Neyse. Allah'ın emri olan ağlaşmalar başlarken dedemin "ölüm yıldönümünde" mezarı başında olduğumuzu fark ettim. O rastgele seçtiğimiz gün dahi gitsek tutmayacaktı. 2 günde aksaklık oldu ve denk geldik.

Daha sonra bir ayrıntı daha çarptı gözüme.
37 yaşında vefat etmiş olan dedemin, "37." Ölüm yıldönümüydü. Ben olmasaydım kimse fark edemeyecekti dahi tüm bunları.

Bu anı hiç unutamıyorum.
Bugün dedemin ismi bana verilmiş olmasa da uzun boylu bir adammış. Öğretmenmiş. Bugün öğretmenlik okuyan, uzun tek torunu da benim.

Mekanı cennet olsun ne diyelim, öyle alakasız aklıma geldi yine bu sabah.

O mezara gitmeden önce dinlediğim sarp apak'tan gitme'yi ne zaman duysam o güne giderim.