üçüncü kaleci

piyango gibidir. misal, derler ki: "london united'in 1. kalecisi alexander tchoktashackli cezalı, 2. kaleci david dellipanterr de sakatlığından ötürü forma giyemiyor. kale 3. kaleci mahmut kendihalinde'ye emanet. bu bizim için büyük avantaj."

biz gaza geliriz. "aha fark atıcaz mına koyim!" deriz. ama kazın ayağı öyle midir? bu mahmut kendihalinde kalede adeta devleşir. bi herkül'e, bi bombacı mülayim'e, bi eski günlerini aratmayan rüştü'ye dönüşür. kalesinde geçit vermez. biz de babayı alırız.

tarih bu 3. kalecilerin bizlere yaptığı ibneliklerle doludur.

2004 avrupa şampiyonasına katılma yolunda ilerlerken, ingiltere'yle maçımız gelir çatar. medya der ki; "kalede 3. kalecileri david james var. adam 2. lig takımı west ham'ın kalecisi. resmen kova şerefsizim!" falan der. biz seyirci olarak çok pis heyecan yaparız. sonuç ingiltere iki maçta da kalede david james'le bizi yener.

ondan sonrama, bi danimarka maçı yaparız ersun yanal baştayken. derler ki; "danimarka'nın kalesinde manav oynuyor. işimiz çok rahat aga." fakat maç oynanır. danimarka 10 kişi kaldığı halde beraberliği zor kurtarırız. bi ton şut çekeriz kaleci hepsini toplar.

yani demem o ki, biz necip türk milleti olaraktan bu 3. kalecilerden çok çekmişizdir. aynı olayı bizim 3. kalecilerimiz için düşünüyorum da... neyse boşver... kaleciler de insan sonuçta, hata yapmaya müsait yani. bizimkiler çok daha müsait ama olsun...