bugün

yazarların sözlüğe üye olma hikayesi

bir ramazan gecesiydi. sahurdan 1-2 saat öncesi, gecenin karanlığında balkonda durmuş ekşi sözlüğe sövmekle meşguldüm. çünkü çaylaklık sürem 1 yılı aşmıştı ve ben, evde can sıkıntısından ne yapacağımı şaşırmış vaziyette sözlükte saatler harcarken bir yazı bile yazamamak, daha kötüsü yazdığım halde görünmemesi iyice çileden çıkarıyordu artık. "sikerim lan bu formatı" dedim. çaylak onay sırasında 19 bininci sıradaydım. amk algoritması bir ileri bir geri atıyordu, alacağı zaten yoktu bir de dalga geçiyordu şerefsiz. "yeter ulan!" dedim, "başka sözlük mü yok".

instela'ya girdim, facebook'la ya da yazar davetiyesiyle yazar olunabiliyormuş. yazar davetiyesi alamayacaktım, malum. fazla kullanmadığım bir facebook hesabım vardı, onu denedim. amk sözlüğü kabul etmedi. iyi ki de etmemiş, şimdi bakıyorum çok boktan bir sözlük.

geldim buraya. buraya da ara ara giriyordum zaten. ama küçük olduğundan (öyle sanıyordum) pek ciddiye almıyordum açıkçası. üye oldum. 10 entry girdim, böyle özene bözene, formata uygun olarak.

1-2 hafta sonra giriş yaptığımda bir mesaj gelmiş, "yazar oldun. aramıza hoş geldin." gerçekten bilgisayarın başında sevinç göz yaşları dökecektim neredeyse. amk, sanki çok bi halt etmiş gibi sevinmiştim ne de safmışım.

neyse, öyle geldik buraya. iyi ki de böyle olmuş diyorum şimdi. geçenlerde ekşi'deki yazarlığım da onaylandı, oraya bakıyorum da, buranın verdiği tadı vermiyor. seviyorum lan. ne bileyim.
burada devamlı vakit geçiren hemen her yazara aşinayım ve bu güzel geliyor bana.

bu da böyle bir anımdır.