bugün

16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu

devletimiz için, milletimiz için bayram; topraklarımızı ta ecdadımızdan beri bir bir pasta olarak gören abd ve yahudi boyunduruğundaki batılı leş sürüleri için adeta bir hüsran-nakavt-yenilmişlik günü olmasını dilediğim über önemli referandum.

bu günün ve çıkacak kararın önemine binaen bir şeyler söylemek istiyorum. şimdi bu particiliği vs. bir kenara bırakalım. gene isteyen tayyipçi isteyen atatürkçü olarak kalsın. bu başka bir şey arkadaşlar. chp'nin hayır için yaptığı sunumlarda, gösterilerde belki söylediği tek doğru bir şey vardı yanlışlıkla-bilinçsiz bir şekilde de olsa. "bu parti seçimi değildir!". pankartlarda, afişlerde bu yazı dikkatimi çekmişti gerisi yalan maalesef. çokta doğru. bu parti seçimi değildir arkadaşlar. o sebepten vereceğimiz karar çok önemli. bunun bilincinde olalım.

bakın olaya sadece şu şekilde yaklaşarak doğru tercihi yapabiliriz aslında.

pkk dediğimiz bu örgütün yıllardır amacı nedir. türkiye'de bölücülük yapmak, kendi topraklarımızda devlet kurmak, kardeşi birbirine düşürmek, devlet organlarına zarar vermek. tabi bunların hepsi avrupa sayesinde oluyor. kendilerinin ne öyle bir aklı var nede fiziksel-maddi güçleri. bunların hepsi yıllardır uyuyan türkiye'nin o derim uykusuna devam ettirmenin çabalarıydı. kısa kesiyorum bu örgüt bizim için zararlı ve hızlı bir şekilde bertaraf edilmesi gereken bir örgüttür. şimdi bu örgüt yurt içinde-yurt dışında hangi propagandayı yapıyor. "hayır" değil mi. koyduk kenara.

gelelim avrupa ülkelerine. avrupa ülkeleri yıllardır hatta yüz yıldır bizi sindirmeye, ezmeye, iplerin sürekli kendilerinde olmasına, kendi ayaklarımızın üzerinde durmayalım diye ellerinden geleni yapmıyorlar mı. yapıyorlar. peki bu ülkeler açıktan-gizliden kendi ülkelerinde hangi propagandayı yürütüyorlar. "hayır". hatta o kadar dozajı aştılar ki gazeteden türkçe manşet verip, kanallarında türkçe yayın yapacak kadar.

demek ki "evet" demek bizim için daha hayırlı. çünkü bizim düşmanlarımız "hayır" diyor. düşman ile aynı fikirde olamayız. beynin olmasa, düşünme kabiliyetin olmasa, gündemi-yaşananları takip etmesen işte sadece bu sebeplerden "evet" demen lazım. hangi mantıkla hayır denir gerçekten anlayamıyorum. hadi ergenlerden bahsetmiyorum. aile zamanında eğitimi vermediyse okul arkadaş-çevre vs. sebeplerden beyinleri yıkanıyor, yolları belli oluyor. ama özellikle benim gibi otuz ve otuz yaşın üzerinde olanlar durumumuz bilmeliler. olayların farkında olmalılar.

babalarımıza babaları anlatırlarmış ekmek bulamazdık diye, ekmeği yapacak un bulamazdık diye. o zaman onlara ilginç gelirmiş. onlarda bizlere sana yağ, tüp, şeker bulamazdık diye anlattılar. kuyruklardan bahsettiler. yahu insanlar kuruğa o kadar çok alışmışlar ki bir kuyruk görseler nasıl olsa ihtiyacımızdır diye hiç sormadan dalarlarmış o kuyruğa. babam anlatır ankara'da kolonya kuyruğu görmüş. şimdi düşününce ne kadar komik geliyor değil mi. yahu kolonya kuyruğu ne demek. biz ne anlatıyoruz(anlatacağız) peki. elhamdulillah. anlatacak çok bir şey kalmadı. lütfen bunun kıymetini bilelim.

bizi böyle süründürdüler, uyuttular işte. on yıllarca. çevremizde gerçekleşen olaylara dikkat edelim gözümüzü dört açalım ne olur. devletimize, toprağımıza sahip çıkalım. sevindirmeyelim şu pislikleri, hainleri, teröristleri. artık kartlarını açıktan oynuyorlar. bu kadarda zor durumdalar. önceden böyle miydi. yüzümüze güler arkamızdan iş çevirirlerdi. kılıçlarını çektiler. aleni oldular. bunları görelim çok zor değil.

allah'ım sen kötülere fırsat verme. allah'ım; bize karşı, ülkemize karşı içimizde-dışarıda kötü planları ve onları tasarlayanları-gerçek niyetleri-kalpleri ancak sen bilirsin. bize dirayet ver, hidayet ver. kararlarımızda hakkaniyetli olmamızı nasip et. amin.