bugün

ağustos böceği ile karınca

Çeyrek asırlık ömrümün başlarında sıkça duyduğum hikayelerden bir tanesidir bu. O dönemler ibret alıyordum lâkin zaman geçtikçe saçma bir hikaye olduğunun kanısına vardım.
Herşey ilkokul birinci sınıfın sonunda, okuma yazmayı öğrenmemizin şerefine düzenlenen, türlü türlü masalların canlandırıldığı bir yıl sonu müsameresi ile başladı. Ben mi? Bana Ağustos böceği rolü düşmüştü elbette.
O günden sonra rolü benimsemiş olsam gerek, yıllar boyunca ağustos böceği edasıyla devam ettim kalan ömrüme. Hep yarına bıraktım, sınava son gün çalıştım, otobüse son dakika yetiştim, elimdeki bozulmadan tamir etmedim, Hep hazırlıksız yakalandım hayata.
Fakat ilginçtir ki herşey yolunda gitti. Son dakika çalıştığım paragraftan sordular, otobüs bekledi durakta, eskisinden daha iyi oldu hep. Her zaman kestirme bir yol buldum kendime.
Karıncalar bize her daim iyi, disiplinli, çalışkan diye lanse edildi. Hiç Hoş değil.
işçi sınıfı Bir karınca, ömrünün hemen hemen hepsini kraliçe ve asker sınıfına yiyecek toplamak için tüketirmiş.
Yaşamak için çalışıp çalışarak ölen bir topluluk. Pek bir farkımız yok gibi sanki. Sevmiyorum karıncaları, karınca olmayın.
güncel Önemli Başlıklar