bugün

the saints are coming

bu şarkı böyle bir şey:

los angeles'ta, six flags lunaparkındaki işimi bitirmiş, kaliforniya üniversitesi'ndeki odama, yatmaya gitmekteyim. radyoda bu şarkı var. bu uzun otoban bana yabancı, hala alışamamışım. canım sıkkın, yabancı hissediyorum kendimi büyük umutlarla geldiğim bu kocaman ülkede.
gece yarısı...
yol boş...
gitgide yükselen ritme ayak uyduruyor vites. ölmek istediğim için değil, ama ölümü düşünerek basıyorum gaza. Vites birden ikiye geçerken hayatı düşünüyorum, onu bırakmak çok da koymuyor. ikiden üçe geçerken babam el sallıyor, alışacağımı hissediyorum yokluğuna. Üçten dörde geçtiğimde annem ağlıyor, kovasım geliyor ölümü, son anda vazgeçiyorum. Dörtten beşe geçtiğimde karın ağrım iyice artıyor, çok heyecanlanıyorum. ama durmamak için de inanılmaz, kışkırtıcı bir istek var. şimdi de karşımda sen varsın... Ellerin belinde yine, "ne yapıyorsun, bak küserim, bir daha da konuşmam" diyorsun...
sonra şarkıdaki ses "i am in americaaa" diye bağırıyor.
birkaç saniye sonra, ibre 160'ı gösterdiğinde, virajı alamıyorum, korkuluklar ve gümmm!?%
ölüyorum.