bugün

bu topraklara seni kurban ederler

anlaşılamayan bir başka nokta ise bu sözü söyleyenlerin taraftar grubu olması. taraftar grupları her zaman fanatiktir ve duygusal yaklaşır olaya. geçelim diyarbakırspor taraftarlarını, beşiktaş çarşı, karşıyaka çarşı, göztepeliler, genç fenerbahçeliler, ultraslanlar, bursaspor taraftarı gibi onlarca örnek var önümüzde. bu taraftar gruplarının zamanında ne derece saçmaladıklarını da biliyoruz, takım tutmaktan öteye geçip futbol faşizminin en güzel örneklerini sergilediğini, holiganlığın dibini vurduğunu da zaman zaman görüyoruz hepimiz. ki burda diğer saçmalamalarla benzeşmeyecek haklı bir tepki var ortada, demet hanımın alenen diyarbakır halkını aşağılaması. aynı şeyi beşiktaş'ta yaşayanlar için, kadıköy sakinleri için söyleseydi ne olurdu acaba bir düşünün? en iyi ihtimal inönü ya da şükrü saraçoğlu'na ''demet senin ananı'' diye başlayan afişler asılır, olay büyürse çarşı demete de karşı taraf alırdı*. biraz empati kurmakta fayda var;

çıksa, ayşe hatun önal hanım bi konserinde ''beyler öğlen geçti, akşam oldu, laz mısınız hala böyle mal mal bakıyorsunuz'' dese trabzonlular, rizeliler, giresunlular isyan eder miydi etmez miydi? ha işte, burda da durum aynı, arkadaş arasında -arkadaşların samimiyeti ölçüsünde- ''laz mısın oğlum'' şeklinde takılmak farklı, topluluk önünde bir şehirin/ırkın/bölgenin insanlarını genelleme yapıp aşağılamak farklı. hatta ne olduğunu da söyleyelim, farkında olarak veya olmayarak elitizm yapmaktır bu, ırkçılıktır, faşizmdir, kendini -öyle olmadığı halde- bi halt zannetmektir.