bugün
- kent lokantası niye bedava değil demek11
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- evlilik12
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır15
- icardi190518
- anın görüntüsü15
- ali erbaş18
- türkiye işçi partisi11
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler10
- karınıza range rover alır mısınız21
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss23
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi18
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
Yaşanmış bir hikayedir.
Mehmed Âkif'in çok yakın arkadaşı olan mithat cemal kuntay, Mehmed Âkif'in hayatını anlattıığı kitabında onun her ne olursa olsun sözünde duran biri olduğunu anlatırken, başlarından geçen bir olayı şöyle anlatır: "kendisi ile bir zaman benim evimde buluşmak üzere sözleştik. o fatih'te ben üsküdar'da otuyordum. yani bana gelmesi için kayıkla karşıya geçmesi gerekiyordu. ancak bana geleceği gün çok şiddetli bir yağmur yağıyordu. durmak da bilmiyordu. ancak her ne olursa olsun sözünü tutan bir adam olan âkif, bana gelmek üzere eminönü'ne geliyor. her kime söylediyse bu havada hiçbir kayıkçı karşıya geçemeyeceğini söylüyor. bunun üzerine elbiselerini bir çuvala koyup, iple de beline bağladıktan sonra yüzerek karşıya geçiyor. âkif iyi bir yüzücüydü. bazen eminönü'nden avcılar'a kadar yüzüp geri dönerdi. konuya dönecek olursak, karşıya yüzerek geçtikten sonra vaktinde yetişmek için evime geliyor. bense havayı gördükten sonra âkif'in bu havada gelemeyeceğini düşünürek yan taraftaki komşuma çay içmeye gitmiştim. eve gelip beni soruyor. evdekiler komşuya gittiğimi söyleyince sinirleniyor. geleceğimi bildiği halde neden burada değil diye söylenip geri gidiyor. bense komşumdan dönünce onun geldiğini öğrendiğimde hayret ettim. bu havada nasıl gelebildi diye düşündüm. birkaç gün sonra kendisini gördüğümde özür dilemek için yanına yaklaştım. ben hiçbir şey söylemeden bana sitem etti. sen verdiğin sözde durmaz mısın dedi. bense mahçup bir şekilde kendisinin o havada gelemeyeceğini düşündüğümü söyledim. o da bana ben birine söz verdikten sonra allah ölüm vermedikten sonra her ne olursa mutlaka o sözde duracağını söyledi. o gün onun sözüne ne kadar sadık birisi olduğunu bir kez daha anladım. aradan zaman geçtikten ve aramızı düzelttikten sonra kendisine karşıya nasıl geçtiğini sorduğumda yüzerek cevabını alınca âkif'in gözümdeki değeri ve ona olan hayranlığım bir kez daha arttı."
Mehmed Âkif'in çok yakın arkadaşı olan mithat cemal kuntay, Mehmed Âkif'in hayatını anlattıığı kitabında onun her ne olursa olsun sözünde duran biri olduğunu anlatırken, başlarından geçen bir olayı şöyle anlatır: "kendisi ile bir zaman benim evimde buluşmak üzere sözleştik. o fatih'te ben üsküdar'da otuyordum. yani bana gelmesi için kayıkla karşıya geçmesi gerekiyordu. ancak bana geleceği gün çok şiddetli bir yağmur yağıyordu. durmak da bilmiyordu. ancak her ne olursa olsun sözünü tutan bir adam olan âkif, bana gelmek üzere eminönü'ne geliyor. her kime söylediyse bu havada hiçbir kayıkçı karşıya geçemeyeceğini söylüyor. bunun üzerine elbiselerini bir çuvala koyup, iple de beline bağladıktan sonra yüzerek karşıya geçiyor. âkif iyi bir yüzücüydü. bazen eminönü'nden avcılar'a kadar yüzüp geri dönerdi. konuya dönecek olursak, karşıya yüzerek geçtikten sonra vaktinde yetişmek için evime geliyor. bense havayı gördükten sonra âkif'in bu havada gelemeyeceğini düşünürek yan taraftaki komşuma çay içmeye gitmiştim. eve gelip beni soruyor. evdekiler komşuya gittiğimi söyleyince sinirleniyor. geleceğimi bildiği halde neden burada değil diye söylenip geri gidiyor. bense komşumdan dönünce onun geldiğini öğrendiğimde hayret ettim. bu havada nasıl gelebildi diye düşündüm. birkaç gün sonra kendisini gördüğümde özür dilemek için yanına yaklaştım. ben hiçbir şey söylemeden bana sitem etti. sen verdiğin sözde durmaz mısın dedi. bense mahçup bir şekilde kendisinin o havada gelemeyeceğini düşündüğümü söyledim. o da bana ben birine söz verdikten sonra allah ölüm vermedikten sonra her ne olursa mutlaka o sözde duracağını söyledi. o gün onun sözüne ne kadar sadık birisi olduğunu bir kez daha anladım. aradan zaman geçtikten ve aramızı düzelttikten sonra kendisine karşıya nasıl geçtiğini sorduğumda yüzerek cevabını alınca âkif'in gözümdeki değeri ve ona olan hayranlığım bir kez daha arttı."
güncel Önemli Başlıklar