akp yi istemiyoruz

genel olarak doğru, fakat derinlemesine bakınca işe yaramayacak bir başka heyecan.

yanlış olana tepki vermek elbette doğru. daha önce de bir değil, on değil, milyonlarca kez verilen tepkilere bakınca klasik "lay lay"dan öteye geçmeyecektir. 22 temmuz öncesi mitinglerin sonucuna bakınca hem farklı hesaplar peşinde olduğu, hem de yasağa duyulan merağı uyandırdığı ortaya çıkmıştı. akp açısından en az %10 dezavantaj olarak hesap edilmiş ve akp'yi durdurmak adına mantıksız koalisyon formülleri meydana atılmıştı.

siyaset dediğimiz nane, sadece güzel olanı, ya da doğru olanı doğrudan yapmak değildir. en azından günümüzde böyle olduğu aşikar. çünkü, insanoğlunun her birinin doğrusu, yanlışı, sevabı, günahı kendine göre değişiyor.

ha, slogana gelince, "akp'yi istemiyoruz". evet, istemiyoruz. vatanını tarlasının ucuna kadar görenler de, tarlası olmadığı için, elinden alındığı için, bilgisayarı olup sözlüğe giren birçoğumuz kadar rahat olamayıp, en azından geçinmek adına birbirini ezerek kömür toplayan, cahilliğinden eli mahkum oy atanlar da istemiyor.

fakat, buna karşı çıkmanın en doğru yolu sadece "istemezük" diyip kazan kaldırmak değildir; gerçekçi bir şekilde karşı çıkılmalıdır. bunun yolu eğitimden geçer : "eğitim şart!". işine gelmeyenlerimiz dahil, hepimiz biliyoruz, karşımızdaki "cemaatin" çocuklarımızı en güzel şekilde nasıl "eğitip" öss kazandırdığını..vs. 10 sene önce, cumhuriyetin sonunun geldiğini düşünüp, aynı cumhuriyetin vitrinine yerleşmenin yolunun ne olduğunu da görüyoruz maalesef.

işte bunun için bu tepkinin doğru olanı, sokaklardaki "istemezük"lerden çok, bilinçli şekilde yapılanı.

hele bu kazan kaldıranlardan başı çekenleri görünce, sizden gelecek iyilik 'Allah'tan gelsin diyoruz.