bugün

sözlük yazarlarının itirafları

ilk zirve'm sanırım kadıköy barlar sokağındaydı. net olarak hatırladığım şey de, bir yazarın toplaşmaya penguen ile gelmesi. baya geyiği dönmüştü, sözlük buluşmasına mizah dergisi ile gelmek.

üniversiteye daha gitmemiştim, lise dönemimdi. ama farklı insanları görüp tanımamı sağladı garip bir şekilde. kimsenin nicki aklımda değil, eski mesajlara baktım az önce belki çıkarlar diye. bir arkadaş mesala, askere gidecekti. eğer tuzla piyade çıkarsa biterim diyen, komando eğitimi alıp doğuya gitmek isteyen bir yazardı. sağcı, milliyetçi bir tipte diyeyim.

açıkcası çok sevmiyorum milliyetçileri. bu dahil bütün genellemeler yanlıştır, yani herkesi katmıyorum. özellikle de o adamı. zirveye gideceksem o buluşmadan sonra, illa ki ona da sorardım. gelmiyorsa arada satardım. oturup politika konuşabileceğim, konuşurken kişisel saldırılar yapmayan, televizyondaki gibi kimin sesi daha gür çıkıyorsa o haklıdır kafasına girmeyen biriydi. eğer bir vesileyle bunu görürsen, sana selamlar. yaz bana.

zirveler, uludağ sözlük'te takılmamın en önemli nedenlerinden biriydi. sağa sola küfür edenler, sevilmeyenleri takılmadığı bir ortam. gelenlerin de, hangi konuda ne düşünürlerse düşünsünler; birbirlerine saygı duyduğu bir ortam.

belki eski bir playstation oyununu oynamak gibi şuan benim için sözlük. grafikleri hatırlıyorum mesala bir motor oyununun. amacın yarış yaparken, diğer motorsikletlileri düşürmekti. gözümü kapattığımda hala canlanır. geçenlerde oynadım; grafikler, kontroller, konusu falan - hepsi bok gibi.

belki de saatten kaynaklanıyor. ama sanki uludağ sözlük, uludağ sözlük değil. birileri türklere saldırıyor, bi' başkası kürtlere. bir oluşum yazar neden benim verdiğim vergilerle yapılan marmaray'a bindiğimin hesabını soruyor benden.

itirafım ne mi? eskisini çok özledim.