bugün

yunan mitolojisinde insanın yaratılışı

insanoğlunun yaratılması konusunda değişik görüşler olmuştur. Bazıları insanı yaratma işini Titanlarla yapılan savaşta, Zeus’un yanında yer alan Prometheus’a ve kardeşi Epimetheus’a verildiğini söylerler. Prometheus’un insanı maddeden yarattığı yada başka bir deyişle yaptığı efsanesi i.Ö. IV.yy. da ortaya çıkar. Bu efsane belki de tufandan sonraki insanlık çağına aittir. Prometheus diğer bütün tanrılardan daha akıllıydı. Buna karşılık kardeşi Epimetheus akıl yönünden acizdi. Öyle ki insanları yaratmadan önce en değerli armağanları, hayvanlara vermişti; kuvveti, cesareti, kurnazlığı, kürkleri, tüyleri, kanatları, hepsini dağıtmıştı. Sonra pişman oldu ve durumu Prometheus’a anlattı; Prometheus da insanı diğer tüm yaratıklardan üstün kılmanın bir yolu olarak onlara, tanrılara benzeyen bir biçim verdi. Ayrıca, güneşe çıkarak aldığı ateşi de onlara sundu. içinde halen, kendi ırkını yenen ve onları tahtından indiren Zeus’a karşı bir öfke besliyordu. Böylece insanı yaratarak ondan öcünü alacaktı. Çünkü insanlar sonradan tanrıları hiçe sayacak onların başına bela olacaktı.

Anatole France’nin anlattığı bir mitte ise; Prometheus bir çok heykel yapmıştı. Yalnızca insanın değil, hayvanların da heykelini yapmıştı. insanda görülen kusurların olmasının nedeni ise şundandır; Prometheus bir gün, yine kilden insana ait bir çok kafa, kol bacak yapıyordu. Bunları birleştirerek raflarına diziyordu. O sırada şarap tanrısı Dionysos geldi. Birlikte gezdiler; eğlendiler, şarap içtiler. Prometheus geri döndüğü zaman çok sarhoş olmuştu. Bu yüzden bazı küçük hatalar yaptı, küçük bir gövdeye büyük bir baş taktı, büyük bir gövdeye ait olan uzun kolları ise küçük bir gövdeye taktı. Hayatta da büyük başların veya uyumsuz gövdelerin olmasının nedeni buymuş.
Bunun dışında Voltaire’nin felsefe sözlüğündeki insanın yaratılış kısmında bahsedilen bir mit ise şöyledir; Zeus insanın yarattıktan sonra 25 yıl yaşamasını yeterli görüyordu. insan ise sızlandı bunun yetersiz olduğunu, zaten yarısının uykuyla geçeceğini çocukluk dönemini de çıkarınca geriye pek bir şey kalmayacağı söyledi. Uzun ömürde dahil tüm iyi özellikler diğer yaratılmışlara verilmişti. O anda insanın yanında altı hayvan bulunuyordu bunlar; tırtıl, kelebek, tavus, at, tilki ve maymun. insan bu yaratıkları göstererek Zeusdan onların ömürlerinden kendi ömrüne eklemesini istedi. Zeus ise diğer hayvanlara haksızlık olacağını söyledi, fakat insanın, hayatının belli dönemlerinde o hayvanlar gibi yaşamasını insana şart koşarak onun ömrünü uzattı. Bundandır ki yeni doğan bir insan önse tırtıl gibi yerde sürünür, emekler bu bebeklik dönemidir. Sonra kelebek gibi neşe içinde koşar bu çocukluktur. Gençliğinde ise tavus kuşu gibi gururludur. 25-30 yaşlarına doğru ev bark sahibi olunca at gibi hayatın yükünü çeker. Kırkından sonra insan olgunlaşır tilki gibi kurnaz olur. Elli yaşından itibaren de maymun gibi çirkinleşir. Başka bir anlatıma göreyse; insanı tanrılar yaratmıştır. Önce altın soy meydana gelmiştir. Yaşamlarını tanrılar gibi geçirmişler. Altın soydan sonra gümüş soy yaratılmıştır. Bu soyun insanları daha akılsızdı. Bundan sonra pirinç
soy gelmiştir. Durmadan birbirleriyle savaşırlardı. Bu soyu tanrısal kahramanlar soyu izledi. Birçok efsaneye konu oldular. Şanlı bir soydu. Beşinci soy ise bugün de yaşayanların çağıdır.

Bir diğer nokta ise insanların ilk fiziksel halleri.Yunan mitolojisine göre insanlar 4 kol,4 bacak ve 2 yüzü olan bir formda yaratılmıştır.insanların gücünden ve kendisine bela olacağından korkan zeus,onları ikiye ayırır ve onları hayatları boyunca diğer yarılarını aramaya mahkum eder.ruh eşi,ruh ikizi gibi kavramlar da bu olaydan gelir.diğer yarını bulduğunda aşk sizi birlikte tutar ve birbirinizi tamamlarsınız fikrini düşünmüştür zeus.