bugün

atatürk ün örnek alınmayacak yönleri

olmayan yönlerdir.

Çünkü... Hiçbirimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını tam olarak bilmiyoruz. Bu nedenle de kıçımızdan yön uyduramayız...

Şimdiye kadar bizlere öğretilen, Atatürk'ün biyonik adamlar gibi yenilmez, son derece güçlü, hata yapmayan bir android olmasıdır.

Halbuki, atatürk guapo'nun da dediği gibi geğiren, osuran, tuvalete giden, herkes gibi yaşayan bir insandır.

Sahip oldukları güç ve iktidarın ellerinden gitmesini istemeyen bir takım yaratıkların Türk insanını bilime, doğruya ve gerçeğe aç bırakması sebebiyle, bugün Atatürk kimileri tarafından ilah, kimileri tarafından da deccal olarak adlandırılmaktadır.

Anadolu insanını yüzyıllarca kerameti kendinden menkul imamların, hocaların ve şeyhlerin eline bırakan adi zihniyet, tavrını cumhuriyet kurulduktan sonra da devam ettirmiş, atatürk'e rağmen, tarihi kafalarına göre yazan, insanları gerçeklerden uzak bir takım hurafelerle dolduran tarihçilerin, öğretmenlerin eline bırakmıştır.

Etrafınıza şöyle bir baktığınızda, anadolu insanının bilimden, doğrudan, mantıktan ne kadar uzak olduğunu, oysa hurafeye, mistik saçmalıklara, kural tanımazlığa, cehalete o kadar yakın olduğunu bizzat görebilirsiniz.

Mustafa Kemal gayet zeki bir insandı, ittihat ve terakki cemiyeti'nin bazı kısır görüşlü aydınlarının fikirlerini aldı, onları harmanladı ve anadolu insanına uygun bir elbise haline getirdi. Pekala yapamadığı, yanlış yaptığı şeyler de vardır. Hatasız kul olmaz.

En basit örnek olarak harf devrimini verebiliriz. Latin harflerinin türkçe'nin dil yapısına arap alfabesinden daha uygun olduğunu ilk düşünen, dile getiren ittihad-ı Osmani cemiyetini kuran ibrahim Temo'dur.

Anadolu'da yaşayan halk için Türk ismini kullananlar ittihat ve terakki'nin ilk kurucuları ve fikir adamlarıdır. Onlar da türk ismini, istibdat döneminin zulmünden kaçarak gittikleri Fransa'da duymuşlardı. Türk kelimesi Avrupalılar tarafından Anadolu halkı için kullanılmaktaydı. Oysa Osmanlıda resmi olarak kullanılmıyordu. Çünkü Türkler Osmanlı Devleti içinde yaşayan etnik unsurlardan biriydi. Yani bugün Türkiyelilik kavramına kızanlar, acaba aynı mantığın Osmanlı'da da işlediğini ve imparatorluk içinde hakim düşüncenin Osmanlılık olduğunu göremiyorlar mı?

ittihat ve Terakki'nin kurucuları arasında böylesine orjinal fikirlere ve ideolojilere sahip aydınlar olduğu halde ittihatçılar, imparatorluğun kurtuluşunu sadece ve sadece Kanun-i Esasi'nin ilanında olduğunu sanmışlardır. Yine de ittihatçılar dan birçoğu da toprak kayıplarına tahammülü olmayan vatanseverlerdi. Atatürk'ten farkları sahip oldukları fikir ve ideolojiyi süzgeçten geçirememiş olmalarıdır. Eğer Enver Paşa birazcık daha mantığı ile hareket etmiş olsaydı, bugün türkiye'de Atatürk'ün ismini kimse bilmiyor olacaktı.

Netice itibariyle bizlerin millet olarak en büyük hatalarımızdan birisi, herhangi bir kişi ya da kuruluşa körü körüne ve ölümüne bağlı olmamız ve onun iyi ve kötü yönlerini sorgulamadan ilahlaştırmamızdır.

Kitap okumayı ibnelik ve entellik zanneden lumpenlerin çoğunlukta olduğu bir ülkeden de farklı bir davranış beklemek zaten yanlış olacaktır.

Başlıla alakalı olarak kişisel düşüncemi yazmam gerekirse eğer, Atatürk'ün örnek alınmaması gereken tek davranışının türk halkına güvenmesi olduğunu söyleyebilirim. Bu benim fikrimdir, isteyen küfür eder isteyen alkışlar, herkesin fikri kendinedir.

Bizler kuyunun etrafında dolaşmaya devam ettikçe, boynumuza geçirilmiş olan ilmeğin farkına da hiçbir zaman varamayacağız.

Neyse boşverin, fener, cimbom, mankenler, diziler, yarışmalar, karı kız muhabbetleri daha ilgi çekici.