bugün

gezicilerin özür dilemesi

gezicilerin gıyabında atatürk'ten ve vatansever türk milletinden özür dilemesidir.

ağaçların sökülmesi ve pasif eylemde bulunan gençlerin bir sabah polis şiddetine uğraması neticesinde hem onların hakkını korumak, hem de senelerdir yaşanan diktatöryaya karşı çıkmak ve karşı cephenin tersine ülkeyi, milleti, cumhuriyeti ve insan haklarını savunmak için başlatılan eyleme katılan milyonlarca gezicinin,

eylemlerin önü onca gaz fişeği, zehirli su ve gerçek mermiye rağmen önü alınamayınca içeriden çökertilmek üzere, erdoğan-apo görüşmesinden sonra -o ana kadar "faşistlerle bir olmayız" diyerek bdplilerin katılmamasına rağmen- lice eyleminin esas amacına ulaşması ile, gezicilerin içine, türkçü, ulusalcı ve milliyetçi grupların tepkisine ve dışlamasına rağmen, yer yer bazı komünist grupların desteği ile pkklıların da katılması ile,

ve o ana kadar penguen izleten medyanın birden kameraları bu pkklılara çevirmesi ile,

geziciler arasında "mavi gömlekliler-mavi şapkalılar" olarak bilinen, sırt çantalarında jop, tabanca, pkk flaması ve biber gazı taşıyan sivil polislerin pkk ile işbirliği içinde başlattığı provokasyonlar ile,

zaten gaza gelmeye müsait ve körü körüne ülkenin çökertilmesine seyirci kalan ve amerikancı bopçuları "allah allah" nidaları ile destekleyen güruhun, beylik tabancaları ile ateş açan ve jopları ile sıkıştırdıklarını beyin kanaması geçirecek şekilde dövüp öldüren polise yardımcı olarak pala ve sopalarla meydana çıkması ve elinde türk bayrağı gördükleri herkese saldırması ile,

bu vatansever eylemin amacına ulaşmaması nedeniyle diledikleri özürdür.

özür dileriz vatansever kardeşlerim. özür dileriz şehitlerimiz. özür dileriz köle edilen, ve içi boşaltılan eğitim sistemi ile cahilleştirilen, fakirleştirilen milletimiz. bu eylem ile başarılı olamadık. küreselciler, işbirlikçiler, teröristler kervan yürütmeye devam ediyor.

ama, her eylem, her yürüyüş öncesinde söylediğimiz ve karşı cephedekilerin saygıdan ayağa bile kalkmadıkları, aksine yuhaladıkları istiklal marşı'nda denildiği gibi, "korkma, sönmez bu şafaklarda tüten al sancak, sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak."