bugün

düğünlerde içki içen alevi anne

ticarette kendilerini saklarlar,memuriyette kendilerini saklarlar sözü beni bir hayli güldürdü. çok değil daha on beş sene öncesine kadar bu ülkede 28 şubat'ın en azılı iz sürücüleri değil miydi ? nasıl unutulur o meşhur darbe brifingi. oraya giden rıza zelyut ile erzurum alevisi faşist ertürk yöndem'in girişte yaptığı zafer işaretleri. mesut yılmaz denen adamın imam hatiplerin orta kısımlarının kapatılmasından sonra ilk ziyaretini hacıbektaş'a yapıp size bir hediye getirdim diyerek söze başlaması ve kopan alkış tufanı. rahmetli muhsin yazıcıoğlu'dan başka tehlikeyi açıkça dillendiren olmamıştı. türkiye iran olmasın evet ama türkiye suriye de olmasın demişti. ordudaki darbeci subayların bir kısmının alevi dedesi olduğu ve bunların klasik ast üst ilişkisi içerisinde değil mezhepçi hiyerarşi içinde birbiriyle ilişki kurdukları, bu durumun bir müslüman subay tarafından bizzat ihbar mektubuyla süleyman demirel'e iletildiği, demirel'in bu mektubu sümen altı edip, müslüman subayın ortadan atıldığı. alevi mahallelerinde sünni din kültürü öğretmenlerin provoke edilmek için öğrencilerce islami değerlere hakaret ve küfür ettirilmesi,akp'nin ilk yıllarında alevi derneklerinini sürekli başörtüsü ve imam hatip konusunda kendilerine söz hakkı düşüyormuşcasına görüş bildirdikleri. hala devlet dairelerinde birbirlerini korudukları sağ ve sünni görüşteki memurları işten attırmaya,ayaklarını kaydırmaya,düşük puan vermeye çalıştıkları. bir yere alevi bir amir gidince kısa bir süre içinde hemen yanını alevilerle doldurduğunu.bunlar yalan mı ? esas o sözde sünni gence acımalı ki böyle azgın bir topluluktan biriyle o haliyle evlenecekti.