bugün

ben bu yazıyı kendime yazdım

sevgili kendim,

lanet olsun ki iradesizliğime yenilip forumsal yazıpkoygaçlardan birine daha bir giri giriyorum. gir giri giriyorum. güzel kendim, lanet olsun yine yeni yeniden, çok narsistim. öyle değil mi? neyse boşver şimdi bunları burada konu sensin canım benim. ee nasılsın? platonik nasıl? o bilinç altındaki dünyayı ele geçirme planlarımız ne alemde? herhangi bir pırogrıs var mı? yada sıtrong bir pırezıns? olmadığını görmekteyim. hoş, zati senden ne beklenirdi ki, gözünün önünde platoniği yedikleri günden beri senden bir bok olmayacağını anladıydım. dım. dımarlı sürahi... yanınız sonradan eline alıp yiyenleri doğradığın o 20 inçlik maşet'i hala unutamıyorum ha! uuvv, nası kanlar süzülüyordu öle şarıl şarıl bıçak kısmından! sahi la, nereye attıydık cesetlerini? halkalıya mı? hep merak etmişimdir lan kendim, acaba bulan oldu mu o cesetleri diye. gerçi etini kemiğini feci doğradıydık, nereden bulacaklar ki. bulsalardı ikimiz de kodesteydik zaten. bir de bize ters ters, dik idk baktı diye baltayla yardığımız 10000in üzerinde kişiyi bilem bulamadılar ki. ar ki. arkidiş. sevgili arkidiş. bir de kafasında dividi kutusu kırdığımız ev sahibimiz vardı hatırlarsan. hastaneye kaldırılmıştı velakin kurtarılamamıştı. hatırlarsın. aa lars dedin de, hani bizim kanka vardı ya lars ulrich, sahi la o napıyo? nasıl görmeyeli? yoksam gördük mü yakın bir zamanda? manda. manda ve himaye. ya sen onu bunu bırak da, bakırköy nasıl şu sıralar. duyduğuma göre yağmurluymuş. tıpkı o güzel, hüznün şehri istanbul gibi. mashar osman'ın her yeri çamur olmuş diyolar. heykel vardı bir zamanlar orda, hala daha var. hani düşünen felsefe yapan bir adam. heykel. filozof bir heykel. lan bakıp bakıp bizden daha felsefe sevgisine sahip olduğunu düşünürdük. mürdüm eriği. mürdük eriği mi yoksam. mağma eriği mağma! mağma eriyiği! lav lav! ay lav yu! van tu tiri foro. nıhahahaa! aa o da ne, pek şahane pıröfösör ismail hocam sevgili mehmetten içeri giriyo. biliyorsun mehmetle birbirimizi çok seviyoruz. ah! sevgili koğuşum mehmet! aa! elindeki mustafa değil mi? ama mustafayı bana vurmayacak, biliyorum. biliyorum çünkü mustafayla aramız limoni... biliyorum çünküm bunu yaparsa geceleyin kanını emerim. hemi de kafasına çivi çakıp yaparım bunu. ehehe! o da biliyor zati. o yüzden bana .. iiyğne... ıımgh.. yap... mı.. caaakghh... ınghh!