bugün

tc tarihinin en pasif en silik cumhurbaşkanı

ahmet necdet sezer'dir. görev süresi boyunca çok fazla medyada yer almadığı için. oysaki sık sık yer alanları da gördük.

--spoiler--
“Beyaz Türkler” olarak adlandırılan kesim için rejimin bekçisiydi.

Demokratik olmasa da olan ama mutlaka laik olacak bir cumhuriyetin garantisiydi.

“Başı açık” eşi Semra Sezer ile birlikte Çankaya’ya yakışıyorlardı.

Türk Silahlı Kuvvetleri için ideal bir “başkomutan” idi.

CHP için tarafsız, AKP için taraflı idi.

Uzayan cumhurbaşkanlığı süresince hiç siyasi davranamadı, davranmadı.

Çankaya’da otururken bile Anayasa Mahkemesi’nin başkanıydı.

Öz Türkçeye önem verdi, bu konuda “istenç”li davrandı.

Kırmızı ışıkta durdu, market kuyruğuna girdi. Halka yakın gibi durdu ama hiç halka yaklaşmadı. Doğru dürüst bir yurt gezisi yapmadı.

Yedi yılda yurtdışına 48 kez gitti. Oysa Demirel 125 gezi yapmıştı.

Rusya’yı resmen ziyaret eden ilk cumhurbaşkanıdır.

Kanarya ve Ötücü Kuşlar Sevenler Derneği gibi dernek ve vakıflarla bilimum sivil toplum örgütleri onu Çankaya Köşkü’nde hiç ziyaret etmedi. Çünkü o istemedi.

internete girip-girmediğini bilmiyoruz. Büyük olasılıkla girmiyor çünkü internet masrafından kısmakla övündü. Köşk’teki 40 danışman kadrosunu 4’e indirdi.

Hükümetin cumhurbaşkanlığı makamına ayırdığı ödenekten her yıl artırdı.

Kendisine ait bir cep telefonu olmadı.

Hiç otomobil kullanmadı.

Onu denize veya havuza girerken gören olmadı.

Sayısal loto oynamadı, Milli Piyango almadı.

Yılbaşı resepsiyonlarını kaldırttı. Köşk’ün bazı masraflarını cebinden ödedi.

Şehirlerarası ve milletlerarası telefonları kapattırdı.

Lüzumsuz yanan lambaları kalkıp söndürdü. Havadaki suyu ayrıştıran bir makine satın aldırarak küresel ısınmanın yol açtığı kuraklığa çare buldu.

Kendisine getirilen ya da gönderilen tüm hediyeleri bağışladı.

Emekliliği için Ankara Gölbaşı’nda bir ev yaptırdı.

Yedi yıl önce Süleyman Demirel’den aldığı emanet için yapılan devir-teslim töreninin aynısının Abdullah Gül için yapılmasını istemedi.

“Kamusal alan”ı o icat etti. Muhtemelen anlamını da sadece o biliyor.

Hükümetin yaptığı atamaları derinden araştırdı, yolsuzluk-arsızlık konularında çalıştırmadığı Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu, türban konusunda sıkı çalıştı. Hatta kapıcılara bile soruldu: “Bu adamın eşi türbanlı mı?” diye.

29 Ekim resepsiyonlarına devleti eleştirenleri çağırmadı. Devletle iyi geçinenleri çağırdı.

Nobel alan ilk Türk olan Orhan Pamuk’u tebrik bile etmedi.

Eski bir Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak en saygı duyduğu şey olan anayasayı fırlatıp attı. Fırlattığı anayasa kitapçığı ekonomik ve siyasi kriz çıkardı.

Suratına anayasa fırlattığı Bülent Ecevit onu cumhurbaşkanı yapmıştı. Ecevit rahmetli olunca üzüldü.

Onu kahkaha atarken de gören olmadı. Torunlarıyla oynarken de…

Konukların elini sıkarken onların yüzüne bakmadı hiç.

Hiç basın toplantısı yapmadı. Gazetecileri sevemedi. Emin Çölaşan hariç.

Hiçbir radyoya, televizyona, gazeteye, dergiye özel mülakat vermedi. Onu ne Uğur Dündar ile ne Mehmet Ali Birand ile ne de Ali Kırca ile yan yana mikrofon başında göremedik.

En sevdiği yazar ya da yazarları da bilmiyoruz. Ne okuduğundan haberimiz yok. Orhan Pamuk okumadığından eminiz.

Cunta başı Kenan Evren’in bile 26 vetosu varken o 67 yasayı veto etti.

Cumhurbaşkanı Sezer 7 yıl + 3 ay + 16 günlük uzatmalı görevini böyle bitirdi.

--spoiler--
http://www.hurhaber.com/i...zer-in-7-yili/haber-69071
güncel Önemli Başlıklar