bugün

mantikli tektanricilik

MANTIKLI MANTIKSIZA KARŞI

Bir sebebe dayanarak ele alınan herhangi bir inanç ya da faaliyet mantıklıdır. Kelime kökü bağlamında herhangi bir delil ya da açıklamaya ihtiyaç duymayacak şekilde açık olan bu tanımlamaya göre, iki tip mantıklılık durumu anlayabiliriz. (Bu sınıflandırma saatler süren düşünce ve araştırmalardan sonra yapılmamıştır, hızlı bir çözümlemenin sonucudur. Bu yüzden konuya yeni bir yaklaşım için çok iyi ifade edilememiş bir başlangıç noktası muamelesi yapın).

Öznel Mantıklılık:

Açık olmayan veya diğer mantıklı oluşumlarla bağlantısız, kişisel amaç veya sebeple doğrulanmış herhangi bir fikir ya da faaliyet öznel olarak mantıklıdır. Mesela, biri konuşurken eliyle burnunu tutabilir. Başka biri bu kişinin akıl seviyesini merak edebilir. Fakat bu kişinin vereceği konuşmadan önce sürekli kanayan bir burnu varsa, hareketi onun ve bu durumun farkında olanlar için oldukça mantıklı gözükür. Soğana (ya da kahramanı öldüren kanlı bir çarmıha!) tapan bir mezhebe üye olan biri de bu geleneksel mantıksız inancı için kişisel nedenlere sahip olabilir. Mesela, kız arkadaşı soğanperest mezhebin bir üyesi olabilir ya da bu mezhebe üye olmak, olumsuz bile olsa çok şiddetle arzu ettiği dikkat çekmesini sağlayacaksa, yani soğana tapma, tapan kişinin amacı ile tutarlı ise öznel olarak mantıklıdır. Dindar insanlar konusundaki tecrübem beni birçok insanın özel inanç ve uygulamalarına dair mantıksallaştırmalarını açığa vurmadıkları konusunda ikna etti. inanç ve uygulamaları amaçları ile ne kadar tutarlı ise öznel olarak o kadar mantıklıdırlar. Özel bir inanç ya da uygulama kişisel amaca hizmet ettiği sürece öznel olarak mantıklıdır. Bir siyasetçinin bir kiliseye sıklıkla gitmesi, kilisenin ismine ve bu siyasetçinin daha fazla oy alma amacı ile tutarlılığına bağlı olarak öznel olarak mantıklı bir harekettir.

Özel bir inanç ya da faaliyet, eğer inanan ya da faaliyeti yapan kimseler bu inançların/hareketlerin sebeplerinin hiç farkında değil ya da farkında olsalar da inançları ve faaliyetleri amaçlarına hizmet etmiyorsa "öznel olarak mantıklı" kategorisinde değerlendirilmeyecektir. Aşık olduğu feminist bir kızı, eski kız arkadaşı ile yaşadığı maço ilişkileri anlatarak etkilemeye çalışan birini düşünün. Bu kişinin sözleri amcıyla çeliştiği için öznel olarak da mantıksızdır. Veya bütün giysi ve ayakkabılarını çöpe attıktan sonra kışın ortasında çıplak ve yalın ayak caddede yürüyen bir deliyi düşünün. Eğer bu türden bir hareket için çıplak adamın savunulabilir kişisel nedenleri olmadığına inanmamız için yeterli neden varsa, böyle bir hareketin mantıksız olduğu sonucuna varabiliriz. Bununla birlikte, bu sonuca konunun gerçeğini öğrenme amacımızla tutarsız olarak, mantıksız cahillikle varmış oluruz. Büyük ihtimalle bu denli geleneksel ve normal olmayan davranışı tetikleyen dışsal ya da içsel bir neden vardır diye düşünürüz. Bu düşünce, büyük olasılıkla, görünüşte mantıksız insanların özgeçmişleri ve patalojik durumları hakkında ne kadar bilgi edinirsek, neden bu şekilde davrandıklarına ilişkin o kadar zorlayıcı sebep bulduğumuzu öğrenmemizden kaynaklanıyor. Bu yüzden, tümevarımsal uslamlamaya dayanarak, inançlar ve davranışlar oldukça tuhaf görünse dahi onları tamamen mantıksız olarak düşünmekte tereddüt ediyoruz. Eğer çıplak adamı bazen çıplak bazen takım elbiselerle görüyorsak ve bu değişim için bir sebep bulamıyorsak, belki de çıplak adamın hareketini mantıksız olarak tanımlamakta haklı çıkarız. Bir başka deyişle, tesadüfî inanç ve faaliyetler mantıksız olarak addedilmeyi hak ederler. Tekrar söylemek gerekirse, benim gibi gerekirci (determinist) biri rastlantının varlığını etraflıca anlayamaz. (ironik olarak, özgür irade hakkında birbirine ters iki inancım var. Bir yandan, iradenin özgürlüğünü açıklayan mantıklı bir açıklama getiremiyorum, diğer yandan Tanrı ya ve Onun sözüne olan inancıma dayanarak iradenin özgürlüğünün varlığına inanıyorum. Bu da üzerinde düşünülmesi gereken bir başka bulanık konu.)

Benim gibi hamam böceklerinden korkan bir yetişkin varsayın. Bu korkusunu başkalarına açıklayabilmesini bırakın, böyle bir korkuyu oluşturan sebebi de bilmiyor olabilir. Tarafsız bir gözlemci de dev bir insanoğlunun küçük zavallı bir hayvandan korkmasinda haklı bir yan bulamayabilir. Bununla birlikte, tarafsız olarak değerlendirildiğinde böylesine mantıksız görünen bir davranışın amacı ve nedeni çocuklukta şekillenen beyninin donanımında gömülmüş olabilir. Bir çocuğun böceklerle olan çarpıcı tecrübesi onun beynine böyle kalıcı bir alarm düğmesi yerleştirmiş olabilir.

Kısaca, inanç ve hareketlerimizin sebepleri vardır. Bilinmeyen ancak bilinebilecek olan sebeplerin neticelerini "öznel mantıklı" olarak isimlendiriyoruz. Bilinmeyen ve bilinemiyeceğine inandiğımız sebeplerin neticelerini ise mantıksız olarak addedebiliriz.

Nesnel Mantıklılık:

Nesnel gerçeklik veya doğru ile tutarlı olan herhangi bir inanç veya hareket nesnel olarak mantıklıdır. Mesela, elimi ateşe koymamam genellikle nesnel olarak mantıklıdır. Fakat hayati önemi olan bir belgeyi yanmaktan kurtarmak adına, birkaç saniyeliğine elimi ateşe koymak için iyi bir sebebim olabilir. Bir inanç ya da hareketin gerçekliği amacımızla olan tutarlılığına bağlıdır. Amacımız bir aile kurmak için bir ev inşa etmekse, evin çimentosundan çalmak amacımıza aykırı olduğu için mantıksızdır. Bir suçlu saatte 140 kilometre hızla peşinden gelen polisten kaçmaya çalışırken, hız limitinin en fazla 30 kilometre olduğu bir dönemece giriyorsa, kaçışı nesnel olarak mantıksız diye düşünülebilir. Amacı yer çekimi ve hareket kanunlarına aykırıdır, kavgalıdır.

Ateizm ve agnostizme karşı deizm ya da teizme ne demeli? Çok tanrıcılığa karşılık tek tanrıcılığa ne demeli? Bu konuyu tartışmaya girişmeden önce, mutluluğun mantıklı oluşumların nihai amacı olduğu konusunda anlaştığımızı varsaydığımı bilmenizi istiyorum. Dahası, bunun ispatlanmaya ihtiyacı olmayan apaçık bir gerçek, bir aksiyom olarak kabul ediyorum.

inanç ya da inançsızlık meselesinde de aynı tutarlılık ya da çelişmezlik prensibi geçerlidir. Eğer, akıllı ve daimi bir ilk sebep, yani Tanrı yoksa ateizm veya daha doğru olarak agnostizm, kişiyi daha mutlu ettiği sürece nesnel olarak mantıklı bir durumdur. Benzer şekilde, kurgusal bir Tanrı ya olan inanç bir kişiyi daha mutlu yapıyorsa, bu tutarlılık dolayısıyla bu inancı da mantıklı yapabilir. Bununla birlikte, eğer bir Tanrı varsa ve bu Tanrı yaratıklarının inanç ve hareketlerini dikkate alıyorsa Tanrı hakkında yanlış inançlar mantıksal olarak problemli olabilir.

Şimdi Tanrı ya inançları olduğunu iddia eden kimseler üzerinde düşünelim. Eğer amaçları sadece bu dünyada mutluluk ise, böyle bir inanç için sebeplerinin değeri ne olursa olsun, bu mutluluğu bu inanç ile elde edebilirler. Aile ve akranlarına uyum sağlamak veya bunu hayatın zor gerçekliklerinden kaçmak için afyon gibi kullandıkları için Tanrı ya inanıyor olabilirler. Böyle bir inancın mantıklılığı, bu inancın kişiye ya da topluma ekonomik, sosyal veya psikolojik olarak getirdiği faydalarla değerlendirilir.

Tanrı nın varlığına inananların amacı gerçekliği kabul etmek ve sonsuza kadar sürecek kurtuluşu elde etmek ise, bu durumun mantıklılığı, onların sorgulama yöntemlerine ve nesnel olarak doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir gerçeklere ulaşmadaki tutarlılıklarına bağlıdır. Olmayan bir Tanrı ya, bu varlık tarafından tekrar diriltilme ve sonsuz mutlulukla kutsanma umudu ile inanan bir kişinin, biricik yaşamında umudunu ve mutluluğunu arttırdığı için hâla mantıklı olarak düşünülebileceğine katılıyorum. Fakat yaratıklarının seçimlerini önemseyen bir Tanrı varsa, Tanrı hakkında doğrulanmamış inançlara ulaşmak ebedi riskler doğurabilir.

-devamı var-