bugün

türkiye kuzey de midir

11 Eylül Vakası''nın ardından dünya çok kaba biçimde ikiye bölündü. Koşulsuz olarak kazananları destekleyenler ve kazananların düşmanları! Varolan Fakir Güney-Zengin Kuzey çatışması ABDnin Afganistan ile başlayan keyfi savaşlar sürecinde sıcak çatışmaya dönüştü adeta. Cepheyi genişletmek sadece Bush''un veya Bush hükümeti üyelerinin ağızlarından çıkacak korku dolu, yuvarlak laflara bağlıydı. Terör saldırısı olacak ve nereden geleceği de hiç belli olmaz cümlesi, ABD halkı üzerinde, kolayca saldırganlığa dönüşebilecek bir korku yarattı ve başka ülkelere yapılan saldırıları meşrulaştıracak bir kutsal metin gibi kullanıldı. Fantezi Savaşlar Çağı böyle başlamış oldu artık ABD hükümetinin fantezisine göre herhangi bir ülkenin halkı yok edilebilirdi. Derken dünyanın fakir halklarını bir korku aldı derhal "efendiye" sadakatlerini ispatlamalıydılar. Türkiye bu sınavı şimdiye kadar daha sessiz sedasız verirken ingiltere Başbakanı Tony Blairin Güneyden gelen kaçak mülteci akınını engellemeyen ülkeler listesinde Türkiyenin de adını saymasıyla durum biraz değişti. Artık Türkiye, Güneydeki o "esmerlerden, o fakir çapulculardan farklı olduğunu kanıtlamak için kendi insanlarını yakaladığını büyük gazetelerin manşetlerinden vermeli, garibanlara karşı kazandığı zaferi "galip efendilere onları tuttuğunun kanıtı olarak göstermeliydi. Akdeniz''de 208''i Türk, bu dünyada hiçbir şeyi olmayan 233 kaçak mülteci yakalandığında "Blair Uyardı Biz Yakaladık manşetleri (23 Mayıs, Hürriyet) böyle bir ruh hali içinde atılıyordu herhalde. Biz kazananların tarafındayız! Zenginleşmek için dünyanın geri kalanını pervasızca sömüren efendilerin tarafında!
Afrika açlarıyla çok nadir yapılan söyleşide Niye açsınız? Niye bu kadar fakirsiniz? diye sormuş muhabir. Adam cevap vermiş:
Çünkü siz zenginsiniz!
Öyle yani.

ece temelkuran