bugün

kırmızı reçete

öyleleri verdır ki! işte öylesine;insana umut vermeyen reçetedir. umut edenler vardır, yenilmeyenler.çoktur hatta bu gçici yolcular.ama kimisi için hep bir acaba hep bir keşke taşır yüreğinde bunu periyodik aralıklarla eczaneye taşıyanlar. daimi olurlar, acıdır. bazen, bazı insanlara geçici olarak uygun görülse de öyleleri vardır ki hayatı her sabah eczanelerden koli koli taşımaktır bunları. illet ilerledikçe daha bir koyu gözükür reçetenin rengi. ne kadar uzarsa o kadar anlamsızlaşır ve karamsarlaşır hayat. umudun bittiği yerde bir haredir kapı arkası konuşmaları, ama birileri için bir yerlerde hayat devam etmektedir. yaşamak gerekmektedir. bazen eve dönmeler eksikleşir. bazen ev anlayışı körelir. hastane bahçelerinde; kantinlerde çay içip cigara tüttürme arayışına döner ziyaret saatlerinde refakatçinin çilesi. eczane yolcusu, medikalci, refakatçi bahçede ziyaretçi çoçuklarıhı eğlerken konuşcak tek sorun kalmıştır artık. fener ne olur, cimbom naapar. daralmaktadır gözler göğüsler. hele bir de hastalar bir gün gittiğinde; gezmeye gitmediğini anlayacak yaştaysanız daha zordur. erkekseniz espri yapmanız gerekir. anneyseniz moralli dim dik. ahbabsanız tavla oynicaz daha, balığa gideceğiz... yavan yalanlar, insan üstü çabalar, allaha inanışlar, doktorlara hocam! demeler. en acısı da gidişleri kurtuluş görmektir. biri bir gün döner der sakladık. diğeri döner öylesinin düğünü bayramı der. işte siz o zaman hiç ama hiç bir şey diyemezsiniz...