bugün

jean christophe grange

her romanından ayrı bir tat alınan fakat romanlarının sinemaya uyarlanmasının kendisine bir şey kazandırmadığını ve kazandırmayacağını kavrayamayan yazar. taş meclisinde fazlasıyla fantastik bir hava solutmuştur biz okuyuculara lakin yine de batırmamış devamını her zamanki gibi bağlamayı başarmıştır.
leyleklerin uçuşunda o elmasları o leyleklerin ayağına bağlamak ve hepsine teker teker işaret koymak benim dahi aklıma gelmezdi.* (bkz: ben de sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda). kurtlar imparatorluğu ise tamamıyla bize has duyguları içinde barındıran bir başyapıt. siyah kan anlatılmaz yaşanır bi olgudur.

bir de bu herifin tasvir gücüne hayran kalıyorum.karakterlerin girdiği her sokağı her caddeyi tek tek hangi ülke hangi şehir olursa olsun sağındaki ve solundaki binalarla tasvir edebiliyor.yani oturduğu yerden yazmıyor romanlarını e tabi bu da ayrı bir hava katıyor romanlarına...