bugün

yurtdışında çalışmak

uzun soluklu bir maceraya atılmaktır.
yeni planlar olmazsa olmazıdır bu işin.

öyle dışarıdan görüldüğü gibi değildir.
yeni ülke, bol para, yeni insanlar...

hadi oradan!

boru mu, ülke değiştiriyorsun. alışkanlıkların değişecek önce, gittiğin coğrafyaya uygun yaşaman lazım. yıllardır sahip olduğun değerleri silip atman bile gerekebilecek bu aşamada.
ağaç kovuğundan çıkmadın ayrıca, geride kalanlar her an canını acıtacak. anayı babayı, sevgiliyi, arkadaşları göremeyeceksin uzun süre.

rahat yaşayacaksın büyük ihtimal, para denilen mevzu hayatında sadece kağıt değerine dönüşecek, en güzel arabaya bineceksin bir ihtimal, en güzel mekanlara gideceksin, hayatında tatmadığın tatları tadacaksın restoranlarda...

ancak zaman önce kendini geçecek, sen gerisinde kalacaksın. gün gelip eve geri döndüğünde çok şeyin değiştiğini göreceksin.
hayatta olan aile bireylerinden göçüp gidenler olacak, sağlıktayken yanlarında olamayacaksın, yaşlı bulacaksın onları.

sevdiğin varsa ona bakıp bakıp üzüleceksin. elin kızı yanında sevdiğiyle gününü gün ederken sen bilmem kaç bin km öteden telefon ya da kameradan seveceksin onun güzel yüzünü. uzun zaman sonra eli eline değince bir tuhaf hissedeceksin.

hadi diyelim evlendin, aldın elin kızını götürdün oralara, onun sorumluluğu da binecek üstüne, alışık olduğu çevreden çekip alacaksın, zor olacak başlarda, zamanla alışacaksınız, ama zor olacak işte dedim ya...

önemli anlarda arkadaşlarının yanında olamayacaksın, paran olacak ama vaktin olmayacak. bilmediğin yerlerde bilmediğin şekilde yılları geçireceksin.

çocuğun olacak, kendi kültürü dışında yoz bir şekilde büyüyecek.

ve bir gün fazla gelecek her şey, bırakacaksın ve döneceksin eve.
ama bıraktığın gibi bulamayacaksın pek çok şeyi.

yabancı olacaksın kendine ve çevrene doğduğun topraklarda.

zordur vesselam...
mecburiyet varsa hele işin içinde, ekmek davasına mecburen gittiysen taa bilmem nerelere...

zor...zor...