bugün

dindar cumhurbaskanindan korkmak

dindardan kasıt haliyle müslüman bir ülkede yaşadığımız için islam dini noktasından dinine bağlı cumhurbaşkanı durumudur ve bu halden korkmak durumudur.

islam'da dindarlık allah'tan korkmakla doğru orantılıdır ve allah'tan korkan insan ona layık olmak için yaratıcının koyduğu düzene isyan etmemek ve yine yaratıcının koyduğu kanunlara riayet etmek adına son derece hassas davranın insandır. rabbinden korkan kul hakkından korkandır. rabbinden korkan hz. ömer gibi hz.ali gibi olamasada onların hayatlarından örnekler sunan, onların adalet anlayışıyla davranmaya çalışan insandır.

o ömer ki büyük islam devletinin başkanı iken "fırat nehrinin kenarında bir koyun kaybolsa hesabı ömerden sorulur" dercesine adildir. islam tarihinde adil dolayısıyla dindar lidere onlarca, yüzlerce örnek verilebilir. kaynaklar açık, belgeler ganidir isteyen önyargısız bir tahlille hakiki manada "dindar" olan bir müslüman liderin dönemini inceleyebilir ve çıkan sonuçları paylaşabilir.

komik olan kimi yazarların sanki dindarlık bir kusurmuş da üstüne üstelik bir de cumhurbaşkanı olmak hepten ayvayı yemekmiş noktasından konuya yaklaşmaları insanın tahammül sınırlarını zorlamaktadır. böyle zırvalık olmaz.

yunus emre de dindardır, mevlana da dindardır.

fatih sultan mehmet han da dindardır, kanuni sultan süleyman da dindardır.

selahaddin eyyubi de dindardır, tarık bin ziyad da dindardır.

aliya izzet begoviç de dindardır, şeyh şamil de dindardır.

ve konu islam dindarlığından açılmış olabilir perspektifi geniş tutarsak göreceğiz ki

gandhi de dindardır, mandela de dindardır.

bu böyle gider de gider...

dindar cumhurbaşkanından korkmak yukarda bir damla örneklendirmeye çalıştığımız liderlerden de korkmaktır.

burda sorulması gereken hangi dinin dindarından korkulduğudur.

cevap islam ise diyecek hiç bir şey yoktur nitekim burası müslüman bir devlettir halkın ekserisi müslümandır ve kıyamete kadar öyle kalacaktır inş.
böyle bir durumdan ders çıkarmak gerekecekse bahsi geçen durumdan korkan insanların duruşlarındaki çarpıklığı acilen gözden geçirmeleri gerekmektedir. muhataplarını anlama derdine düşmelidirler.
çünkü korkuları bilinçlerini ele geçirmeye başladığında kitlenen dimağlarla, kuru laflarla, boş sloganlarla arzı endam edecek ve bir müddet sonra kitlesel infilak merhalesine ulaşacaklardır.
bela yani kronik korkuları peşlerini bırakmayacak ve paranoyak bir hale tahavvül edeceklerdir.
bu durumdan ve sebeplerinden şiddetle uzak durmak gerekmektedir çünki hepimiz birbirimize lazımızdır. tek devlet, tek millet, tek bayrak için birbirimizi anlamalı ve yersiz korkuları def etmek gerekmektedir.bu, koca bir milleti ölümden kurtarmak derecesinde elzemdir.